Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu çok çarpıcı 'tespitler' açıkladı: 'ABD hegemonyal bir yapı kurmak istiyor. Bana göre, Irak’a yapacağı harekatı bitirdiğinde, orayı içinde birçok ‘İncirlik’ler bulunan büyük bir üs haline getirecek. Ve bu üssü ‘asıl büyük harekat ve amaç’ için kullanacak. '
BU SÖZLERE DİKKAT!

Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu Fatih Çekirge'ye çok çarpıcı 'tespitler' açıkladı.

HARP Akademileri Komutanlığı'nın düzenlediği iki günlük sempozyumda, kelimenin tam anlamıyla vizyonel tartışmalar, yeni u*** arayışları, yorum, bilgi aktarımı ve değişik görüşlerin karşı karşıya geldiği müthiş bir 'beyin fırtınası' izledik...

İşte böyle bir atmosferde, Orgeneral Kıvrıkoğlu'yla sohbet ediyoruz...

Orgeneral Kıvrıkoğlu, yorumlarına ve muhakemesine her zaman saygı duyduğum bir komutan olarak yine çok ciddi ve çarpıcı tespitler yapıyor...

Örneğin, ABD'nin Irak'a yapacağı harekatla ilgili olarak haftalardır kıyısında dolaştığımız gerçekleri bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor... İşte bu yüzden Kıvrıkoğlu'nun yaptığı yorum için, 'bu sözlere dikkat' diyorum... Çünkü aynen şöyle diyor:

ABD hegemonyal bir yapı kurmak istiyor. Bana göre, Irak'a yapacağı harekatı bitirdiğinde, orayı içinde birçok 'İncirlik'ler bulunan büyük bir üs haline getirecek. Ve bu üssü 'asıl büyük harekat ve amaç' için kullanacak.

Tam bu noktada soruyorum:

Asıl harekattan kastınız nedir?

Paşa temkinli bir üslupla şu cevabı veriyor: 'Bana göre ABD, Afganistan'ı kontrol altına aldı. Irak'ı üs haline getirdikten sonra Afganistan'a kadar olan eksen üzerinde yer alan bütün alanı kontrol etmeyi planlıyor. Bunun içinde elbette İran da var... '

Tecrübeli komutan bu sözleriyle, ABD'nin 'şer üçlüsü' ilan ettiği ülkelerden olan İran'a da bir harekat yapabileceğini açıkça söylüyor...

Ve şöyle devam ediyor:

- ABD, bu işi yıllar önce planlamış. Bakın 10 sene önce Irak'ın kuzeyinde bir Çekiç Güç uygulaması başlattı. Bugün o Çekiç Güç sayesinde orada bir fiili Kürt devleti oluşturuldu. O bölgeye yüzlerce Batılı sivil kuruluşlar (NGO) getirtildi. Ama o gelen kuruluşların hiçbiri, o bölgedeki Türkmenler'e bir kuruş yardım yapmadı. Bütün yardım, bölgedeki Kürt kökenli insanlara yapıldı. Bu bile bugün gelinen noktayı ortaya koymaktadır.

Kıvrıkoğlu Paşa, bölgedeki Türkmenler'le ilgili endişelerini, görevdeyken yaptığımız bir sohbet sırasında da dile getirmişti...

Bu endişesini belki de emekli olmasının verdiği rahatlıkla artık daha keskin dile getiriyor ve ABD'nin Irak'a yapacağı harekatın, Irak'la sınırlı olmayacağını açıkça vurguladıktan sonra şu önemli tespiti yapıyor:

- Bu harekat Irak'tan Afganistan'a kadar olan alandaki büyük enerji kaynaklarını hedeflemektedir. Bu bana göre çok açık bir durumdur...

Hemen soruyorum:

- Neden ABD, bugün böyle bir karar verdi. Yani neden bunu daha önce yapmadı...

Paşa yine aynı keskinlikle cevap veriyor:

- Bakın ABD'nin milli hasılası 10 trilyon dolar civarındadır. Avrupa Birliği'nin ise giderek ekonomisi güçlendi, 8 trilyon dolara kadar yükseldi. ABD, Avrupa Birliği'nin kendisini bu şekilde yakalamasına ve karşısında rakip olmasına göz yummak istemiyor. Bunun için Avrupa Birliği'nde olmayan en önemli farkı yani silahlı gücünü kullanarak, dünyanın enerji kaynaklarına doğru bir harekat yapmayı planlıyor.

Evet, Kıvrıkoğlu Paşa'nın tespitleri kesin ve çarpıcı.

Bu yüzden ben de aynı açıklıkla soruyorum:

- Peki Türkiye buna karşı ne yapmalı?

Komutan'ın verdiği bu cevabın da altını çizmek istiyorum...

Çünkü bu cevap, Türkiye'nin içine düştüğü tartışmayı hem özetliyor, hem de bir ölçüde sonuçlandırıyor.

Cevap şu:

- ABD bir önceki harekatta Türkiye'ye verdiği sözleri tutmuş değil. Ne yazık ki Türkiye'yi yaşatacak kadar yardımlar yapmayı tercih ediyor. Bu yüzden bu konuya dikkat etmek gerekir. Bu bir hegemonya savaşıdır. Diğer taraftan ABD'nin kararlılığı ortadadır. Türkiye, bu kararlılıktan faydalanmasını bilmelidir.

Komutanla yaptığımız sohbetin bir de Kıbrıs boyutu var. Ama bunu bir sonraki yazıya ayırıyorum...

Çünkü Kıbrıs'la ilgili bu sempozyumda çok önemli açıklamalar oldu.

Özellikle Prof. Dr. Sevin Toluner gibi bir büyük hukukçuyu ve 'Türkiye sevdalısı'nı dinleme olanağı bulduğum için bu oturumu düzenleyenleri bir kez daha kutluyorum... Prof. Toluner, Kıbrıs konusuyla ilgili olarak televizyonlarda kulaktan dolma bilgilerle bugüne kadar ahkam kesenlere, kendi meslektaşlarım dahil bilinçli ya da bilinçsiz 'dezenformasyon kurbanı' olanlara, 'mutlaka bu hanımefendiyi dinleyin' diyebileceğim açıklamalar yaptı...

Bu yüzden kendisiyle ilgili olarak buradan çağrıda bulunuyorum...

Hukuki, siyasi ve entelektüel boyutuyla, Türk halkına Kıbrıs konusunu gerçekten anlatmak isteyen televizyoncular varsa, mutlaka Prof. Toluner'i programlarına davet etsinler...

Evet, iki gündür katıldığım bu sempozyumda konuşan bilimadamları, inandığım bir gerçeği bir kez daha ispat etmiştir...

Bu gerçek şudur: -

Bu milletin ve bu devletin vatansever ve vizyon sahibi bilimadamları vardır.

Sanıyorum, Büyükelçi Gündüz Aktan, Oturum Başkanı olarak bu gerçeğin altını çizebilecek en uygun isimdir...

Bu yüzden iki gündür bu oturumu izleyen bir gazeteci olarak içimden gelen duyguyu bir 'iyi niyet cümlesi' olarak buraya açıkça yazmak istiyorum:

- IMF başkanlarının, Dünya Bankası temsilcilerinin açıklamalarını ve Avrupa Birliği Parlamentosu'nun ya da İnsan Hakları Mahkemesi'nin duruşmalarını canlı yayınlayan televizyonlarımız, keşke iki gün boyunca bu sempozyumdaki bütün konuşmaları ve soruları canlı yayınlayabilselerdi.

(Fatih Çekirge/ Star)