Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Ülküsüz Ülkücü Yaşar mı?
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: 1, 2, 3, 4  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 4 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Pzr Haz 29, 2008 9:12 am    ileti konusu: Ülküsüz Ülkücü Yaşar mı? Alıntıyla Cevap Gönder

Bizler, "Ne Mutlu Türk’üm Diyene” diyen bölücü değil birleştirici, kafatasçı değil beraberlik içinde birbirine saygılı bir şekilde yaşayan gençliğiz.


Ülküsüz Ülkücü Yaşar mı?



Türk Dil Kurumu “İdeal” kelimesinin Türkçe karşılığı olarak “Ülkü” kelimesini, “İdealist” kelimesinin Türkçe karşılı olarak da “Ülkücü” kelimesinin kullanılmasını doğru bulmuştur. Buradan da İdealleri olan insanların ülkücü olabileceği sonucuna varmak sanıldığı kadar zor değildir.

Gerek siyasi, gerekse ekonomik anlamda millet olarak hayatımızı devam ettirebilmenin gayesi içindeyiz. Mevcut hayat şartlarımız gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Ekmeği artık aslanın midesinde arama devri çoktan kapanmıştır.

Ulu Önder ATATÜRK “Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir” demiştir. Ülkenin geldiği bu zor dönemleri ancak idealist insanlarla aşmak mümkün olacağını da bu sözlerle ifade etmiştir. Ulu Önder ülkenin en zor hatta insanlarımızın tamamen karamsar olduğu dönemlerde bile kararlılığından ve azminde hiçbir şey kaybetmemiştir. Tek isteği tamamen bağımsız ve özgür bir Türkiye’ ye sahip olmak, kanının son damlasına kadar savaşmaktır.

Bu istek Atatürk’ ün idealiydi. O, idealleri uğrunda savaşmaktan, sürgüne gitmekten, çeşitli sıkıntılara göğüs germekten çekinmemişti. Atatürk, idealist bir insandı. O, dünya tarihinin gördüğü örnek bir ÜLKÜCÜYDÜ.

Atatürk, “Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar” sözünü yaşadığı sıkıntılara, işkencelere ve birçok meşakkatli günlerin sonunda söylemiştir. Ülkesinin topraklarını düşman çizmesi altında çiğnetmeden, al bayrağını göndere özgürce çekeceği zamanları düşünerek Milli mücadeleye başlamıştır. Onun için Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur. Ülküsü uğrunda devam ettiği bu yolda “büyük Türk milletinin bu yolda ki hızını, her vasıtayla artırmaya çalışmak, bizim en kutlu vazifemizdir” diyerek geleceğinin Türk gencinin ülküsünü belirtmiş ve bu yolda ilerlemelerini istemiştir.

Tarihinde her türlü sıkıntıya göğüs geren aziz Türk milletinin vatanın bir karış toprağından, dilinden, dininden ve bayrağından asla taviz vermediği aşikârdır. Birileri ne kadar metre kareye en az 3 veya 4 şehidimizin düştüğü bu kutlu toprakları babası gibi satmayı kendinde hak bilse de ülküleri yolunda ilerleyen ülkücülerin varlığı ile amaçlarına ulaşamayacaklardır.

Bu millet 1960 – 70’ li yıllarda haddinden fazla evladını kara toprağa vermiştir. Asarken elleri bile titremeyen zamanın yöneticileri her şeye rağmen bu ülkede ülküleri yolunda ilerleyen başı dik, alnı açık ülkücülerin varlığını göz ardı edemeyeceklerdir.

Zamanımız durmak, dinlemek zamanı değildir.

Zaman, Ülkücü gençliğin bundan sonra ülküleri yolunda çok ter dökecekleri, çok emek harcayacakları zamandır.

Zaman, üniversitelerimizi bitirmek ve üniversitelerde kalarak ilimde, fende, bilimde iyi mevkilere gelme zamanıdır.

Zaman, hukuk alanında ve eğitim alanında en iyi görevler alma zamanıdır.

Zaman, geleceğin yazarlarını, senaristlerini, yapımcılarını, yönetmenlerini, karikatüristlerini, hatiplerini, medyayı en iyi şekilde değerlendiren bireyleri şimdiden yetiştirme zamanıdır.

Biz bu zamanları en iyi şekilde değerlendirebilirsek 2023 Lider Ülke Türkiye hedefine varmadan da yeteri kadar söz sahibi oluruz. Meclise 70 değil 370 milletvekili bile göndeririz. Türklüğünü alt-üst kimlik tartışmalarıyla getirim sağlayarak meydanlarda gezenlere fırsat vermemiş oluruz.

Biz bu zamanları en iyi şekilde değerlendiremezsek ne 5bin ülkücü şehidimize, nede vatan uğruna askerde canını vermiş şehitlerimize layık olamayız. Alanlarda “ülkücü hareket engellenemez” “şehitler ölmez vatan bölünmez” demekten, mitinglerde bozkurt işareti yapmaktan başka bir işi de yaramayız.

Bizler idealleri olan gençleriz. Bizler Ülkücü gençleriz. Bizim gayemiz vatandır. Dilimizle, dinimizle, örfümüzle, geleneklerimizle yaşayan Türk gençleriyiz. Bizler “ Ne Mutlu Türk’üm Diyene” diyen bölücü değil birleştirici, kafatasçı değil beraberlik içinde birbirine saygılı bir şekilde yaşayan gençleriz.

Kuzeyden güneye, doğudan batıya tek yürek tek bileğiz. Biz TÜRKİYE’ yiz.


Ayşe Altay
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Pzr Haz 29, 2008 3:50 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Gercektende ÜLKÜCÜLÜGÜ bir slogan olmaktan cikarmaliyiz,yillardir seytan taslamaktan dolayi ,namaz kilamaz hale gelmis bir ülkücü anlayisa sahibiz,bundan siyrilip ÜLKÜMÜZÜN gereklerini önce kendi nefsimizde yasarsak,yasatabiliriz.

Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Pts Haz 30, 2008 9:38 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ülkücülüğün kıstasları bellidir.
Zorlamanın anlamı yok!
Ülkücü MHP de olur.
O kadar!
Kızmaca yok!
Haa!
Ben MHP de değilim diyenlere Allah (C.C) yolunuzda başarılı kılsın deriz.
Ülkücünün adresi bellidir.
Nedir?
MHP!
Yani başka yolu yok!
Bizde Ülkücüyüz derseniz iddialar havada kalır mı?
Kalır diyenlerdeniz.
Ama biz ille de Ülkücüyüz diyorsa bir kişi ona da kolay gelsin demekle yükümlüyüz.
Vatandaş bilir kimin Ülkücü olduğunu!
Ülkücülüğün yapılacağı adresleri rahmetli başbuğumuz kurdurduğu mekan ve adreslerle Türk Milletine anlatmıştır.
1-Milliyetçi Hareket Partisi
2-Ülkü Ocağı
3-Türk Federasyonu
Bunlar Ülkücü Hareketin Başbuğumuzdan kalan emanetleridir.
Başbuğumuzun kurduğu ve Ülkücülere teslim ettiği ve her ülkücünün gözünün bebeği gibi bakacağı bu üç kutlu adres Ülkücü hareketin tek kale alacağı adreslerdir.
Ülkücü Milliyetçi Hareket Partisinde olur.
Milliyetçi Hareket Partisinde bulunmayan Ülkücü değildir diyen bir başbuğun izinden gidenlerin aksini savunmasını kimse Ülkücülerden beklememelidir.
Yok efendim bizde Ülkücüyüz diyenlere en güzel cevabı Türk Milleti vermelidir.
Nasıl mı?
Elbette verdiği destekle!
Ülkücüyüm diyenin iddiasını ele alırsak,iddia sahibine sorulur Ülkücülük nedir ve neyin ülkücüsüsün?
Cevabına bakılır.
Ülkücüyüm ama MHP de değilim?
Neden?
Bahçeliyi sevmiyorum!
Eeee?
Kimi seviyorsun?
Şu şahsı!
Falanca lideri!
Kimseyi beğenmiyorum,bağımsızım!
Yaaaaaaa!!!
Geçelim!
Bir de şunu ifade edelim ki,bir şahış diyelim ki ben de Ülkücüyüm dedi ve hiçbir partiyi desteklemiyor!
Bu şahsın yazıları ve söyledikler Ülkücü Hareketi bağlar mı?
Elbette Hayır!
Ne mi olur?
İddiasıyla oturur kalkar!
Hiç kimse hariçten gazel okumasın.
Ülkücü Hareketin tek meşru partisi Milliyetçi Hareket Partisidir.
SONUÇ:TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜNÜ HEDEFE GÖTÜRMEK İÇİN SİYASİ AKSİYON HALİNE GELTİRİLEN VE İLKESİ DOKTRİNİ OLAN ÜLKÜCÜ KURULUŞLARA (MHP-ÜLKÜ OCAKLARI-TÜRK FEDERASYONU)KONUMU GEREĞİ GÖNÜLBAĞI İLE BAĞLI OLAN,İNANDIĞI DAVAYI YAŞAYAN VE BU DAVANIN HEDEFE GÖTÜRME NOKTASINDA MÜCADELE EDENLERE ÜLKÜCÜ DENİR.
ALLAH (CC) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN.
AMİN.

_________________
"Ülkücü Milliyetçi Hareket Partisinde olur.
Milliyetçi Hareket Partisinde bulunmayan Ülkücü değildir" [Alparslan Türkeş]
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Cum Tem 18, 2008 8:34 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Yok Oluşun Türküsü




Ben dedi bezgin ve yılgın adam!



Sigarasını emzik gibi somurdu.



Nikotinden iyice sararmış parmaklarıyla şakaklarını ovuşturdu, konuşmaya başladı; "Ben bu kadere razı değilim."



Madem normal bir vatandaş olacaktım, ne diye onca badireye katlanıp, dava adamı olma yolunda kaynar kazanlarda feryadı figan edip, okkalı küfür edebiyatlarıyla iştigal ettim.



Maltalar boyu direnişler kaydettim tarihe…



Migrenim, ülserim, miyop gözlerim neyin diyeti?.



Nikotine olan tutkunluğum, fahişe dudakları bile tiksindirirken, dört köşe zevkle çektiğim, çile her zaman motive ederdi beni…



Her şartta idealist kalmanın besin kaynağı vurulmuş, asılmış arkadaşlarımın siyah beyaz mert bakışlı duruşları, tuvalimin kompozisyon motifiydi.



Bu yüzden adım eylül şairi, ya da deli şair, diye zikredilir olmuştu.



Bilirsiniz, yiğit lakabıyla anılırmış.



Bazen adımlar düştü menzilime, ağır, aksak dost diye eller kavradım çok zaman.



Nedense hiç biri tat vermedi.



Silahımın kabzasında duyduğum hazin hoşnutluğun coşkulu serüveni kadar…



Günler doğup, günler battıkça yıldızlar eksilir oldu, eksensiz, logaritmasız gökyüzünde.



İmge, simge, derken bir çelme taktı ki; hayat denen sırıtışlı küstahlık, yüzüm, gözüm kan içinde kaldı.



Nasihatler çınladı kulaklarımda...



Sonra, iş, güç, yarın endişesi derken duvarlar yükseldi etrafımda. İdealizm başka denizlerde yolculuk etmeye başladı.



Ve hal tavrım kültürel bir şizofreninin yaralı bilincindedir.



Bu tercihsizlik ve ipotek konmuş irade bana armağandır.



Şöyle der bir yazar ;"Hak ile halkın barıştırılmadığı yerde halkı küçümsemek gerekir."



Bunun içinde elbet yürek ister yani şahsiyet olmak gerekir. Şahsiyetli bir kimlikte, duruş orijinalitesi vardır…



Kürşat’ça bir ölüm!



Yamtarca, küstah, haddin bilmez ablak suratları delirten kahkalı direnişler yaşamak…



Bazende Nietzsche gibi delirmektir.



Bilmem dikkat ettiniz mi hiç?



Bizim toplumumuzda deliler, hep trafik polisi kompozisyonu çiziyorlar.



Çünkü çeşitli vesilelerle yok edilen, baskı altına alınan, dumur edilmiş kişiliklerinin isyanı infilakta böyle zuhur ediyor.



Ama iş işten geçtikten sonra da farkına varılan bir tespit…



Biz, soylu kahramanlarda bu sınırın orta yerindeyiz bu gün!



Her şeye rağmen yarınlara türkü söylemeyi bekledik, ama hep masa rehavetiyle iştigal eden beylere, referans yazılıp yollandık...



Tabi ki kavradığımız gerçek; bizim okuduğumuz “Bozkurtların dirilişi ve Bozkurtların Ölümü” romanıyla bu beylerin okuduğu “Turan Nasıl çıldırdı” hikayesi herhalde başkaydı.



Cüzdanı, makamı, şöhreti, hayat tarzı olarak benimseyen vatandaş bakışlı ebeveynlerimiz de,”Ele güne övünç kaynağı yaptı”, mesleki formasyon hastalığı içerisinde yeni aktörler olarak yer almamızı…”



“Oğlum devlet kapısında iş güç sahibi oldu” şeklinde.



Övün, övün, sonra dövün, inancı sadece yaşama bazında idrak edip benimseyen tevilist!



Şimdi insan kişiliğini hiçe sayıp yok eden bürokrasinin dişlilerinin arasında tükürdüğüm sigaramın dumanında raks eden çehrelerden birisini afişe ediyorum.



Adı, bir çok benzeriyle aynı mahcup kaderi paylaşan Türkiye’nin yarınlarını şekillendirme mücadelesine katılmış binlerce Ülkü devinden birisi…



Müebbet cezaya mahkûm olmuş bir ülkücü yani Türk milliyetçiliği hareketinin kilometre taşlarından biri...



Ülküye sevdalanmıştı, kendince bir çaba içinde koşturuyordu.



İmanlı ve ihlaslıydı,mücadelesi idealizminin dinamiğiydi…



Yardan, anadan, serden geçmişti…



Yılgınlığa inat bir kahrı hep vardı ve hep var olacaktı…



Bir başka dünya elbet kurulacak, Turan gerçekleşecekti…



Bekledi, umut etti, aradı, sordu.



Yılgınlığı düştü sonunda diyetini ödediler.



Asgari ücretli bir işçi oldu.



Hiç bir kahıra katlanmamış, ama toprak kökenli bir feodal olmanın kurnazlığıyla,”vatandaş olup suya sabuna dokunmamayı fazilet bilenlerle” ayı1ı şartlarda tabiri yerindeyse, hamallık yapmak durumunda kaldı…



İstiklalsiz bir istikbal kaygısıyla iş güç sahibi olmak istedi…



Kartvizit sahipleri yardımcı oldular.



Onu asgari ücretle bir yere yerleştirdiler…



O halinden memnundur.



Ama ben ikimizin durumundan da memnun değilim.



Neden mi?



Çünkü ben vatandaş değilim.



Siyasal bir aidiyetle normal vatandaş olmayacak bedeli ödemiş bir siyasal kimlik taşımaktayım.



Bu kimliğin referansı sayılan diplomamı da mahpuslarda diyet ödeyerek edindim.



Böyle olmamalıydı sonumuz…



Çünkü bildiğim fazla olduğundan memnuniyetsizliğimde oldukça yoğundur.



Kahrım dünya görüşümün umdelerinden kaynaklanıyor.



Çünkü ben parçaya değil bütüne talibim.



İdeolojik formasyonun bilgi birikiminin orijinalitesini kasaba politikacılarının halet-i ruhiyesinde mahkûm edilip, kıymetsizleştirdiği bir ülkede, duruş ve oluşu haklar ve imtiyazların emeğin karşılığı olarak gelişmediği çarpık yapılaşmayı hiç inkâr götürmeyen dramı ajite edip aktarmanın zevkini yitirmediğimden kulaklı makam budalalarına densiz dalga geçmenin metodolojik ilmi fizibilite raporu sunuyorum. Kültürel altyapının dönüşümünü yapıp, bilinçli siyasal tercihlerle, mahşeri tasavvurların ortalık kanunlarının kutsaliyetine inanmayan cemiyet içinde fert olabilme orijinalitesinin frekansını yakalayanlara merhaba diyebilmek umuduyla.



Türksüz bir dünya düşünmektense bu dünyanın bizim yüzümüzden yok olmasına razı olacak kadar orijinaliteye sahip nesillere öncülük etmenin adını koyuyoruz.



Bütün kavramlarınızı pratikte muhatap olduğunuz olaylarla adlandırıp hafızanıza kaydediniz.



Olgu ve olayları sosyal şartlardan bağımsız değerlendirmeyiniz. Besin kaynağınız Türk milliyetçiliğinin abide şahsiyetleri olsun. “Bilgili olmak değil bilgiyi Ülkücü davranış kalıbı olarak şekillendirmek gerekir” dedikten sonra omuzları düştü. Gözlerinin feri çekildi.



Koştu... Koştu...



Yoruldu birden. Senaristlerle tanıştı ve adının artiste çıktığını roller ifade etmesi gerektiğini anladı.



Dudakları mırıldandı!



Bu güne kadar davama mı hizmet ettim.



Yoksa hal tatmininde hissiyatla mı iştigal ettim?..



Aşüfte, kadınlar girdi düşüne, midesi bulandı tükürdü.



İnadı murad bilmek gerekir …



Yol yolcuyla yürünür dedi ve yol işaretinde mücadele arkadaşlarının gülümseyen duruşlarına karşılık verip, bastı kahkahayı…


Alisan Satilmis
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Pzr Tem 20, 2008 11:10 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ÜLKÜCÜLÜK NEDİR, NE DEĞİLDİR ?

Ortadoğu /Zeki Saraçoğlu
Ülkücülük, Türk milliyetçiliğinin özel adıdır. Türk milleti varoldukça ülkücülük de olacaktır. Herkesin ülkücü olması beklenemez. Ama Türk milletini milletler mücadelesinde birinci sıraya yükseltme hedefine ulaşmak isteyenler, kesinlikle Türk milliyetçisi olmak zorundadır. Türk milliyetçiliğinin siyasi, kültürel ve sosyolojik olarak kurumlaşmış haline ülkücülük adı verilir.

O halde, her ülkücü önce Türk milliyetçisidir. Türk milletininhizmetindedir. Türk milletinin milli ve manevi değerlerine sahip çıkarak, budeğerleri layık oldukları en yüksek doruklara yükseltmek, her ülkücününbirinci öncelikli görevidir. Oğuz Han’dan günümüze kadar parlak yıldızlar misali Türk milletinin önünde ışık olan bütün liderler, Türk milletine hizmet etmişlerdir. Türk milletine hizmet edenler, aynı zamanda Türk
milliyetçiliğine ve Ülkücü Hareket’e de hizmet etmiş olmaktadırlar.
1789 Fransız ihtilalinden sonra dünya, milletleşme çağına girmiştir. Türk milleti o dönemde büyük bir imparatorluk olan Osmanlı ile Önasya, Afrika ve Avrupa ortalarının nizamını sağlamakla yükümlüydü. Osmanlı, kuruluş olarak Türk milletine dayanmakla birlikte yükselme döneminden itibaren yönetimde Türk olmayan unsurlar yer almıştır. Fransız ihtilali ve Avrupa devletlerinin Hıristiyanlığı öne çıkararak, Osmanlı tebası durumundaki Hıristiyan toplumları kışkırtmaları sonunda, Osmanlı Avrupa’daki topraklarının büyük bir kısmını kaybetmiştir.

Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı ve en son Kurtuluş Savaşı ile birlikte Osmanlı’nın kalıntıları üzerinden, Göktürkler’den sonra, tarihte ikinci kez, Türk adını taşıyan bir devlet doğmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki bu yeni devleti kuran iradenin temelinde de Türk milliyetçiliği ülküsü yatmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türk milliyetçiliği ülküsünü savunan milliyetçiler, dönemin milli şefi tarafından Turancılık yaftasıyla suçlanmışlar, daha sonra bu ülkücü kadro Türk milliyetçiliği uğrunda
tabutluklarda işkence görmüştür. Alparslan Türkeş’in de aralarında yer aldığı, 1944 milliyetçilik olayı mağdurları daha sonra bu suçlamadan beraat ederek yüzlerinin akıyla görevlerine dönmüşlerdir.
Bugünkü Ülkücü Hareket’in siyasi şekillendirmesinin öncüsü, Başbuğ Alparslan Türkeş’tir. Başbuğ’un Türk milliyetçiliği ülküsünü siyasi yarışta MHP, kültür alanında ülkücü sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla temsil ettirdiğini belirtmeliyiz. Türkeş’in hazırladığı Dokuz Işık ilkelerinin ilk üç maddesi; Milliyetçilik, ülkücülük, ahlakçılık adını taşımaktadır. Buradan anlıyoruz ki, ülkücülüğün temeli, İslam inancı ile Türk milletinin sahip olduğu milli, manevi, kültürel ve tarihi değerler manzumesinden oluşmaktadır.

O halde, ülkücülük kuru bir ırkçılık davası değildir. Ülkücülük, milliyet olgusunu reddeden bir ümmetçilik de değildir. Ülkücülük, her milletin kendi özdeğerlerine sahip çıkmasını tabii gören, Türklüğün milli ve manevi değerlerinin kaynaşmasından meydana gelen Müslüman Türk milletinin milletler yarışında en öne geçmesini istemek, çalışmak ve bu ülküyü hayat tarzı haline getirmektir.
Ülkücülük, her insanı Yüce Allah’ın bir emaneti olarak görmeyi emreder. Ülkücüler, mensubu bulundukları Türk milletini layık olduğu maddi ve manevi zenginliklere kavuştururken, birlikte yaşadıkları her insanı kutsal bir emanet olarak korur, geliştirir ve mutluluğuna katkı sağlar. Ülkücülük, kesinlikle ayrıştırıcı değil, birleştiricidir. Ülkücülük sonu izm’le biten her türlü yabancı ideoloji ve sistemlere karşıdır. Türk milletine uygun olan en doğru yönetim sisteminin şahsiyetçiliği destekleyen demokrasi olduğunu kabul eder.
Ülkücü, Türk milliyetçiliğini kültür milliyetçiliği temelinde algılar.Kendini Türk hisseden ve Türk milletinin gelişmesine hizmet etmeyi şerefli bir görev sayan herkesi şefkatle kucaklar. Etnik ırkçılık ve ayrıştırıcı tuzaklara karşı, Türk milletinin milli ve manevi değerlerine sarılarak kenetlenebileceğine inanir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
mus25
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: May 18, 2005
İletiler: 473
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pts Tem 21, 2008 11:10 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sabahın ilk ışıklarında aydınlanan yeryuzu yenı bir gunun başlangıcına merhaba derken uyku sersemliğinde sağa sola çarparak yuruyen yenı bır umut deyı güneşin doğuşunu heyecanla bekleyen bır cocuğun hayatında iki önemli sevinç vardır.
Birincisi etrafını daracık sıralı dağlarla kaplı olduğunu sandığı bır zaman da daracık o yerden kurtulmasını ufkunun ve umutlarının aslında bu kadar dar bır yerleşim yerıne sığmayacağını anladığı o andır.
İkincisi hıç ummadığı zaman da karşısına çıkan hayatının en guzel gunlerıne vesıle olan o zamana kadar tatmadığı duyguları ona yaşatan Güzel gözlerınde ummanları barındıran tek sevgılı.
Umut garıbanın ekmeği aşıdır derler ya gerçekten de öyleymiş.Çok guzel hayallerı yureğinde barındırırken ve bu garıban yurekler de bu tarz sevinçlerın çok görüldüğü bır zamanlarda hıç düşünmediği düşlemediği bır yaşam için bırıleri onu davet edıyordu.
Davete ıcabet etmek Sünnettir deyıp takılıp arkadaşlarının peşine gittiği bır toplantıda konuşulanların bır anda hayatının gerı kalan kısmını idame ettirecek bu uğurda gerekırse canını verebılecek düşünceler uyandırması elbette kı onun aklının ucundan geçmeyen bır şeydı.
Toplatı da bır davadan bır yaşam bıçımınden bahsedıyordu Reıs dedıklerı abılerı.Dikkatlıce konuşulanların hepsını dınlemış kendı kendınce bır söz vermıştı oracıkta.
‘’Bir gün Vatanın ve Milletın bekası için sonunda ölüm dahı olsa bu uğurda canını malını tüm varlığını her şeyını feda etmelıyım’’dıye.Zaten içinde buyuttuğu bır aşkın dışa vurulmuş bırılerı tarafından dıle getırılmış halıydı ve adına Türk İslam Ülküsü denmışti.
Türk örf adet ve geleneklerıyle İslam ahlak ve fazıletını bır bedende toplayıp bu yolda amel etmek.Ne kadar ulvı bır davaydı.Gencecık bedenının bır taraflarında acı veren bazı duyguları sankı o an hıssetmez olmuş en ülvı ve makbul sevdanın Türk İslam sevdası olduğunu ıdrak etmesi çokta zaman almamıştı.
1980’lerde ıdam sehpalarına başları dımdık yuruyen abılerını andı ve onların bu onurlu yaşamlarında nasıl ve ne için yaşadıklarını hayatlarını araştırarak anlamaya çalıştı.Sonunda her şeyden Anadan,Babadan,Çocuktan velhasılı kelam yardan dahı bu uğurda vazgeçtıklerını onlar için varsa yoksa Ülkülerı olduğunu gerısının sadece teferruattan ıbaret olduğunu anladı.
Onlar için Ülkü Hayat demektı,Ekmek,hava,Su demekti.
O an anladıkı bu davaya gönül vermiş yurekler susuz, ekmeksiz yaşayabılırdı ama Ülküleri olmadan yaşayamazladı.
Nıtekım yaptıkları ve ortaya koydukları olaylar ve fıkır sınsılesı savundukları uğruna seve seve ölüme gıttıklerını çok acık bır şekılde ortaya koymuştur.
‘’BİR ÜLÜCÜ SUSUZ,EKMEKSİZ YAŞAR AMA ÜLKÜSÜ OLMADAN ASLA YAŞAYAMAZ’’
CÜMLESİNİN EN BUYUK KANITI VATANI İÇİN BAYRAĞI İÇİN CANINI MALINI HERŞEYINİ BU UĞURDA FEDA ETMİŞ BINLERCE ÜLKÜ ŞEHIDININ MEZAR TAŞINDA YAZMAKTADIR.ONLAR KI DİLDE TEKBIRLER VE KELİME-İ ŞEHADETLER YÜREKLERDE BAYRAK VE VATAN AŞKI ÖLÜMÜ BAŞLARI DIK BİR ŞEKILDE YURURLERKEN NE GERIDE BIRAKTIKLARININ HASRETINI YUREKLERINDE HISSETMİŞLER NE BU KUTLU YOLDA CANLARINI FEDA ETTIKLERI İÇİN PİŞMANLIK DUYMUŞLARDIR.
İŞTE BU SIR ONLARIN MUBAREK BEDENLERINDE SAKLIDIR.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
tatvanbozkurt
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 11, 2005
İletiler: 512
Şehir: ....

İletiTarih: Pts Tem 21, 2008 1:55 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Emeğinize sağlık.
Allah razı olsun..

Ülküsüz Ülkücü'nün Hedefi Neresi Olabilir Ki?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Sal Tem 22, 2008 10:56 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ülkücülük...

Bu kavramla tanışıp, okuyup araştırmaya başladığım zamanlardan beri, bana hep değişik hisler yaşatmıştır.

Sözlerimin yanlış anlaşılmasından çekindiğim için dilim döndüğünce doğru kelimeleri seçmeye çalışıyorum.

Belki gerçekten yanlış anlamalar olabilir. Belki de işlerine geldiği için yanlış anlamak isteyenler de olabilir.

Yanlış olduğumu ispatlayan olursa fikirlerimi değiştirebilirim de...

Evet "Ülkücülük" benim için siyaset üstü bir kavramdır.
Tıpkı "din" gibi.
Tıpkı "Atatürk" gibi...

Yani ben "ülkücülüğü" siyasi parti ile özdeşleştirmiyorum...
Bence bu siyasetin çok üzerinde bir kavram.
Siyasette zaman zaman yaşanan değişimler, günün gereği uygulamalar, farklı bakış açıları olabilir.
Ama ülkücülük; kuralları, biçimi ile her koşulda aynı şeyi savunan ve uygulayan bir kavramdır.

Şimdi buradan yola çıkarak diyebilirim ki; ülkücülüğe en yakın parti MHP dir. Benim düşüncelerimin büyük kısmını bulabildiğim parti MHP dir.
Ancak pek çoğunun sebebini anlayamadığım nedenlerden MHP=ÜLKÜCÜLÜK diyemem. En azından %100 diyemem. Belki %80...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Sal Tem 22, 2008 12:17 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

gelibolulu ülküdaşımız demiş ki;
Alıntı:
Ülkücülük...

Bu kavramla tanışıp, okuyup araştırmaya başladığım zamanlardan beri, bana hep değişik hisler yaşatmıştır.

Sözlerimin yanlış anlaşılmasından çekindiğim için dilim döndüğünce doğru kelimeleri seçmeye çalışıyorum.

Belki gerçekten yanlış anlamalar olabilir. Belki de işlerine geldiği için yanlış anlamak isteyenler de olabilir.

Yanlış olduğumu ispatlayan olursa fikirlerimi değiştirebilirim de...

Evet "Ülkücülük" benim için siyaset üstü bir kavramdır.
Tıpkı "din" gibi.
Tıpkı "Atatürk" gibi...

Yani ben "ülkücülüğü" siyasi parti ile özdeşleştirmiyorum...
Bence bu siyasetin çok üzerinde bir kavram.
Siyasette zaman zaman yaşanan değişimler, günün gereği uygulamalar, farklı bakış açıları olabilir.
Ama ülkücülük; kuralları, biçimi ile her koşulda aynı şeyi savunan ve uygulayan bir kavramdır.

Şimdi buradan yola çıkarak diyebilirim ki; ülkücülüğe en yakın parti MHP dir. Benim düşüncelerimin büyük kısmını bulabildiğim parti MHP dir.
Ancak pek çoğunun sebebini anlayamadığım nedenlerden MHP=ÜLKÜCÜLÜK diyemem. En azından %100 diyemem. Belki %80...

Hayır;bu sözlerin hiçbir yanlış tarafı yok.Biz de ülkücünün siyasetle şunla bunla işinin olmadığını yazıyoruz.Parti ile ilgili tesbitler de yerindedir.
Çünkü siyaset bir yerde ,kendini pazarlama,görücüye çıkma ve kitleleri ele geçirme sanatıdır.
Halbuki ülkücü; görüşlerinden ödün vermeyen adamdır.Bu bakımdan ayni davanın teşkilatlarının elemanı olmamıza rağmen ;bazen siyasi kanatın yaptıkları bize çok ters gelmektedir.Bu da çok doğaldır.Biz zaten mhp nin siyasi kanatını bazı icraatlerinden memnun olmadığımızı söyler ve eleştirirken;illa ki doğrusu nu biz biliriz demiyoruz.
İnşaallah yaptıkları doğrudur diyoruz.
Bu bakımdan da siyasete girmeyi hiç düşünmüyoruz.Çünkü biliyoruz ki,dava adamı inandığı şeylerden asla ödün vermez.
Benim nazarımda dava adamı,siyasetçiden her zaman öndedir ve değerlidir.
Siyasetçi ne kadar yüksek değerleri savunursa savunsun,hiçbir ayrım yapmadan söylüyorum ki,bir yerde maaşa bağlanmış ve kapıkulu olmuştur.İşin içine istemese de maddi gelir girmiştir.İşin içine koltuk ve gösteriş girmiştir.
Oysa çok iyi biliyoruz ki;para her zaman davayı bozmuştur.Para,her zaman insanları da bozmuştur.Çok az insan bir tarafa;para ve makam insanları hep değiştirmiştir.Onu koruma gayretleri,kişinin değerlerini koruma görevini ikinci plana itmiştir.
Bu bakımdan ülkücünün siyasetle ,şunla bunla işi olmaz diyoruz.Ülkücü 24 saat davasını yaşayan,bunun gereklerini yapan,ve davasını doğru örnekleyen kişidir diyoruz.Ama siyaset gerekli değil mi?Mutlaka gerekli.
Onunla da uğraşması gerekenler var.İdareyi ele geçirmek için siyaset kesinlikle şart.Onun için biz siyaseti,yapabileceklere bırakıp;hala daha yüce dileğe ulaşmanın yollarını arıyoruz.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
mus25
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: May 18, 2005
İletiler: 473
Şehir: türkiye

İletiTarih: Sal Tem 22, 2008 12:36 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ülkücü bir yaşam biçimini benımsemış o yaşam doğrultusunda hayatını ıdame ettırmeyen çalışan her yönuyle ınsanlara ve ınsanlığa örnek olan kişi demek kısaca.
Siyasi partıler bır fıkrın ıdeolojının savunucuları veya o fıkrın vıtrını olarakta görunseler hıç bır zaman o ıdeolojının gerçek manada temsılcısı olamamışlardır.Çünkü ideolojıler bır yaşam bıçımıdır.Sıyasetse tam manasıyla bu kavramların zıttında bır yerde durmakta zamanın koşullarına göre hareket etmekte ve çoğu zaman temsıl ettiği fıkrın dışında aykırılıklara neden olmaktadır.
Bu nedenle değerli abim tespitlerınızın kesınlıkle gocunulacak hıç bır yönu yoktur.
Ağzınıza sağlık.........
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Sal Tem 22, 2008 2:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

hilalugruna1 demiş ki:
Ülkücülüğün kıstasları bellidir.
Zorlamanın anlamı yok!
Ülkücü MHP de olur.
O kadar!
Kızmaca yok!
Haa!
Ben MHP de değilim diyenlere Allah (C.C) yolunuzda başarılı kılsın deriz.
Ülkücünün adresi bellidir.
Nedir?
MHP!
Yani başka yolu yok!
Bizde Ülkücüyüz derseniz iddialar havada kalır mı?
Kalır diyenlerdeniz.
Ama biz ille de Ülkücüyüz diyorsa bir kişi ona da kolay gelsin demekle yükümlüyüz.
Vatandaş bilir kimin Ülkücü olduğunu!
Ülkücülüğün yapılacağı adresleri rahmetli başbuğumuz kurdurduğu mekan ve adreslerle Türk Milletine anlatmıştır.
1-Milliyetçi Hareket Partisi
2-Ülkü Ocağı
3-Türk Federasyonu
Bunlar Ülkücü Hareketin Başbuğumuzdan kalan emanetleridir.
Başbuğumuzun kurduğu ve Ülkücülere teslim ettiği ve her ülkücünün gözünün bebeği gibi bakacağı bu üç kutlu adres Ülkücü hareketin tek kale alacağı adreslerdir.
Ülkücü Milliyetçi Hareket Partisinde olur.
Milliyetçi Hareket Partisinde bulunmayan Ülkücü değildir diyen bir başbuğun izinden gidenlerin aksini savunmasını kimse Ülkücülerden beklememelidir.
Yok efendim bizde Ülkücüyüz diyenlere en güzel cevabı Türk Milleti vermelidir.
Nasıl mı?
Elbette verdiği destekle!
Ülkücüyüm diyenin iddiasını ele alırsak,iddia sahibine sorulur Ülkücülük nedir ve neyin ülkücüsüsün?
Cevabına bakılır.
Ülkücüyüm ama MHP de değilim?
Neden?
Bahçeliyi sevmiyorum!
Eeee?
Kimi seviyorsun?
Şu şahsı!
Falanca lideri!
Kimseyi beğenmiyorum,bağımsızım!
Yaaaaaaa!!!
Geçelim!
Bir de şunu ifade edelim ki,bir şahış diyelim ki ben de Ülkücüyüm dedi ve hiçbir partiyi desteklemiyor!
Bu şahsın yazıları ve söyledikler Ülkücü Hareketi bağlar mı?
Elbette Hayır!
Ne mi olur?
İddiasıyla oturur kalkar!
Hiç kimse hariçten gazel okumasın.
Ülkücü Hareketin tek meşru partisi Milliyetçi Hareket Partisidir.
SONUÇ:TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜNÜ HEDEFE GÖTÜRMEK İÇİN SİYASİ AKSİYON HALİNE GELTİRİLEN VE İLKESİ DOKTRİNİ OLAN ÜLKÜCÜ KURULUŞLARA (MHP-ÜLKÜ OCAKLARI-TÜRK FEDERASYONU)KONUMU GEREĞİ GÖNÜLBAĞI İLE BAĞLI OLAN,İNANDIĞI DAVAYI YAŞAYAN VE BU DAVANIN HEDEFE GÖTÜRME NOKTASINDA MÜCADELE EDENLERE ÜLKÜCÜ DENİR.
ALLAH (CC) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN.
AMİN.

_________________
"Ülkücü Milliyetçi Hareket Partisinde olur.
Milliyetçi Hareket Partisinde bulunmayan Ülkücü değildir" [Alparslan Türkeş]


Ben yukarıdaki yazımı hilalugruna1 ülküdaşımın buraya da aktardığım saptamalarına karşılık yazmıştım...

Beni anladığınız için teşekkürler...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Sal Tem 22, 2008 2:42 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

gelibolulu ülküdaşımızın açıklamalarına katılmakla birlikte;hilalugruna 1 ülküdaşımızın yazdıklarının da çok doğru yönleri vardır.
Orada bir incelik var.O da şu.
Alıntı:
Ülkücülüğün yapılacağı adresleri rahmetli başbuğumuz kurdurduğu mekan ve adreslerle Türk Milletine anlatmıştır.
1-Milliyetçi Hareket Partisi
2-Ülkü Ocağı
3-Türk Federasyonu

Bu tesbitlere de katılmamak mümkün değil.Bana göre bu 3 adresten ilki siyasi yapıdır.Ama diğer 2 yapı ülkücü yetişmenin gerçekleştiği yapılardır.
Ben ısrarla ocak ve federasyonların politikaya bulaşmamaları gerktiğini söylüyorum.Çünkü bunların işi siyaset olsaydı,ne ocaklara ne de federasyonlara,ne de siyaset mekteplerine gerek kalmazdı.
Bu diğer ikisinde görev almazsanız ve katılmazsanız ne olur?Şu olur.
Ülkücü olduğunuzun farkında olmadan dolaşır durursunuz.Bugün diğer partilerin içerisinde bizim görüşlerimize çok yakın insanlar var.Ama yanlış yerde olduklarının farkında bile değiller.
Teşkilatlanmış hareket şarttır.Kimse kendi başına bir şey yapamaz.
Ülküye ve davaya inanmış adamların toplanma yeri de mhp , ocaklar ve federasyonlardır.
Bunlar siyasete karıştırılıp yanlış yönetilmiş olabilir.Çeşitli aksaklıklar olabilir.Ama bunlar bu teşkilatlardan ne vazgeçilmesi ne de dışlanılması anlamına gelir.
Ocak eğitimi 2 türlüdür.Ben her zaman ilk ocağın aile ocağı olduğunu savunuyorum.Ve diyorum ki,ocağa yavru kuzuları değil,yavru kurtları gönderin.Bu şekilde çeşitli sapmalar ve yanlışlıkların önüne geçilebilir.
Bugün ocakların kapatılmasının bırak uygulamasını,düşünülmesi dahi benim tüylerimi ürpertir.
Dağınık olarak hiçbir şey yapamayız.O ZAMAN DA ADRES BELLİ.
BENİM OCAKLARDAN BU SIRA DUYDUĞUM TEK RAHATSIZLIK SİYASETE BULAŞIYORLAR.SÖYLEMLERİ SİYASİ OLMAYA BAŞLADI.
Bunda yeni tür bir ocaklı anlayışı ve bir değişim görüntüsünün zorlaması var.Bu elbise dava ve harekete bol geliyor.
HALBUKİ OCAKLAR VE FEDERASYONLAR,TEHDİTİ ALGILAMA,CEVAP VERME,VE GENEL İLKELERİ KONUSUNDA TEK BAŞINA KARAR VEREBİLECEK,KİŞİLİKLİ BİR SERBESTİYE SAHİP OLMALIDIR.
Genel Merkezin ikide bir şöyle yapın böyle yapın demesini çok uygun bulmuyorum.O zaman teşkilatlar acziyet,zaafiyet,kararsızlık içerisine düşerler.
Bu bizim ordu sisteminde bile yıllardır bellidir.Komutan vurulur,düşer,ordu başsız kalmaz.Ocakları baskı altına almak ve ikide bir talimatlar yayınlamak,bunları kişiliksizleştirir.
Bu özgür bozkurtlara tasma takmak olur.Kabul edilemez.
Ocaklar kendi sorunların kendi halletmeli,kendi hareketlerini kendi belirlemelidir.Bu ,onlarla ilgilenmeme anlamına gelmez.Ama bu ilgilenme sadece eğitim alanında olmalıdır.Ocaklar,idareleri konusunda kendilerine bırakılmalıdır.Her iş yukarıdan izin alınarak yapılamaz.
Ben adres konusunda hilalugruna1 arkadaşımıza hak veriyorum.
Çünkü başka bir teşkilatlanmada ülkücülük yapmaz gerçekten neredeyse imkansız.Çünkü bir sürü izm işin içine girmiştir.
Mesela bir çok şeyi doğru da dillendirseler de ,ben ulusalcıların çatısı altına girmem.Çünkü biliyorum ki,Şener Paşa bile son anına kadar(tutuklanıncaya kadar)içindeki Perinçekçilerle uğraşıyor ve Atatürkçü düşünce derneğini adam etmeye çalışıyordu.
Zavallı (Atatürkçü düşünce derneği üyeleri chp liler) bile Şener Paşa ya kadar,kongrelere katılamıyordu,çünkü ortalık maocu doluydu.
Ama bizde bu tehdit az.Bizim tek yumuşak karnımız dindir.CEMAATLERDİR.Bunu defedersek (CEMAATLERİ)bizim tek bir sorunumuz bile kalmaz.Çünkü bizim dokuz ışığımız Atatürk ilkelerinin güne uyarlanmış ve biraz daha genişletilmiş halidir.
Konunun karıştırılmaması için bu uyarıları yapmayı gerekli gördüm.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Çar Tem 23, 2008 8:47 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

MHP=ÜLKÜCÜLÜK diyemem. En azından %100 diyemem. Belki %80...


Eyvallah tabiki öyle olmali neden???? partimiz MHP ÜLKÜCÜ HAREKETIN SIYASI ORDUSUDUR ;ve siyasetin gereklerini göz önüne alarak ,siyasi hamlelere devlet politiklarina sIyasi kimligi ile cevap vermek zorundadir,iste bugün MHP ve devlet bahceli bu noktada anlasilamiyor bence,biz ÜLKÜMÜZ geregi devletin ve milletin bölünmez bütünlügünden yanayiz öyle degilmi ,simdi devletin bazi degerleri,nin bölünmemesi icin eger siyasette variz diyorsak begensekte ,begenmesekte siyasetin geregini,gereklerini MHP yapmak zorundadir buda MHP nin MERKEZ SAGIN tek partisi ve toplumun bütün kesimlerine kendini anlatabilmesi icin siyaset geregi ÜLKÜCÜLÜGÜNÜ degilde siyasetini konusturmasi acisindan Ülkücü degerlerimizi ,ideolojimizi anlatmak ve yasatmak acisindan ,da böyle olmalidir,Benim düsüncem MHP ülkücü hareketin iDEOLOJISINI varligini siyasi arenada konuslandirmak icin bir vasita,ve basamaktir,ÜLKÜCÜ HAREKET ocaklarimiz,da MHP nin varligini iste bu noktalarda devam ettirmek icin arkasindaki GÜC VE DUA ORDUSUDUR bilmem anlatabildimmi. ??
SAYGILAR
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tatvanbozkurt
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 11, 2005
İletiler: 512
Şehir: ....

İletiTarih: Per Tem 24, 2008 11:37 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ülkü Ocakları parti üstü bir kuruluştur...

Bunu herkes biliyor zaten Ülküdaş'larım...


En son tatvanbozkurt tarafından Cum Tem 25, 2008 4:18 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 4 sayfa)

Sayfa: 1, 2, 3, 4  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1