Bozkurt NET

[EgE]

O Adamın Sazı...

O Adama "Sen Kimin Ozanısın?" diye sorduk… Herşey adeta çorap söküğü gibi geldi. Biz seviye, biz ahlak dedikçe, 'O Adam' hala seviyesizliğe devam ediyor.
Suçu ile durması ve utanması gerekirken, suçunu bastırmak için durmadan konuşuyor.
Beyin hücreleri tecavüze uğramamış herkes, 'O Adama' niçin "Sen Kimin Ozanısın?" diye soru sorduğumuzu anlıyor ve destek veriyor.
Hakaretlerini meşrulaştırmak için 'söylediklerimin nesi yalan?' diyor. O soruyu bizim 'O Adama' sormamız lazım. Senin hakkında söylenenlerin nesi yalan, "Sen Kimin Ozanısın?" başlıklı yazımda boşa çıkacak hangi cümlem var?
Hiçbir cümlenin izahını yapamayacak bir noktaya geldin…
MHP Liderine hakaret etmek için kaset yapma gibi davranışa girdin ve seviyesizlik sicilin öylesine kördüğüm oldu ki, bundan sonra ömür boyu çözülecek gibi değildir.
Bir tarafta Başbuğ Alparslan Türkeş'in 'gel' buyruğu ile her şeyini bir kenara bırakarak, partiye gelip, tarlasını, arsasını partisi için satmış, MÇP'nin soğuk odalarında nöbet tutmuş, davası ve partisi için hep fedakarlıklar yapmış, o günden bugüne çizgisinde kırıklık yaşatmayan,dürüstlüğü dosta-düşmana örnek olmuş bir Lider; diğer tarafta da her ilde, her ilçede bir para anısı bırakan, alacağı parası eksik olduğu vakit konsere çıkmayan, çıkmama tehdidinde bulunan 'O Adam' ve 'O Adamın' şu anda tartışılan seviyesizlikleri…
Lider fedakarlık yaparak hizmet veriyor, 'o adam' ise karşılığını alarak…
Bu iki ismin yan yana getirilip, tartışmalara konu edilmesi bile abesle iştigaldir. Ama kendileri hakkında hiçbir kötü söz kullanmamış Lidere her türlü hakareti yapıp, iftirayı atmaları, bunların ahlak yoksunluklarına değinmemizi gerektiriyor.
Bu Adam 'ben nerede yanlış yapıyorum da herkes bana seviyeli ol diyor' diye düşünmesi gerekirken, Tempo Dergisi'nin son sayısında vermiş olduğu röportajda, gönül adamlığının ne kadar sahte olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Tempo Dergisi'nden bizi arayan kişi, sorduğu sorular karşısında 'Bu Adamla' ilgili hep kötü söz bekledi... Fakat biz, ne kötü bir söz söyledik, ne de onunla yapılan röportajda seviyesizlik yapacağını bildiğimiz halde onun düştüğü seviyesizliğe indik…
"Bu Adamı' ben Ülkü Ocakları Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni olduğum dönem(2000 yılı başlarında),derginin Başbuğ Özel sayısı için, tüm Ülkücü Sanatçılardan olduğu gibi, ondan da görüş almak için aradığımda, bana "Senin ismini çok duydum, bana seni çok övdüler, çok iyi bir Ülkücüymüşsün" demişti…
Bize o günler bu cümleleri kuran 'Bu Adam', Tempo Dergisi'ndeki röportajında da bizi 'talimatla yazan,karşılığında para alan' bir tip olarak lanse ediyor… 'Bu Adam' kendi konserlerinde yaşadığı 'para sevdası' ile bizim ülkü sevdalarımızı birbirine karıştırıyor herhalde…
Ben, MHP'yi ve MHP Liderini para için, makam için savunacak kadar şerefsiz değilim. Bu kutlu davamdaki 16 yıllık mazimde, bir tane Allah kulunun 'para için şu adımı attı' diyeceği adımım yoktur.
Boşa dememişler 'Elinde tek malzemesi çekiç olan, etrafındaki her şeyi çivi olarak görür' diye…
Evet Ozan Arif, senin gibi ne villalarım var, ne arabam, ne de bankada param…
Yokluk beni bozmadı ama görüyoruz ki, varlık seni günden güne bozuyor…
Senin hakaretlerin, sövgülerin karşısında sana ilk uyarı yazısını, Ülkü Ocakları Genel Sekreteri iken 'Arif Olan Anlar' başlığı ile yazmıştım…
O yazıda bile sana 'Sen her şeye rağmen bir değersin, kendi değerini düşürme' demiştim… Sen düşmeyi bırak, tamamen çukurlaştın…
Ne tesadüftür, sana "Arif olan anlar" yazısını yazdığımda da Kayseri'deydim, "Sen Kimin Ozanısın?" yazısını yazdığımda da…
'Arif Olan Anlar' yazısını daha senin Ceviz Kabuğu Programı'ndaki seviyesizliklerin ve köy kahvehanesinde bile konuşulmayacak üslupla yaptığın konuşma bitmeden yazmıştım, 'Sen Kimin Ozanısın?' başlıklı yazıyı da Kayseri'de sınavdan çıkar çıkmaz, Kayseri Ülkü Ocakları eski başkanlarından Çetin Başpınar,Serkan Tok ve Ülkü-Tek Kayseri İl Başkanı Ali Alkan'ın bulunduğu bir ortamda, o rezalet kasetini dinler dinlemez yazdım…
Bir Ülkücünün MHP ve onun Liderini talimat almadan savunması, zaten onun asli görevidir. 'Ben paramı almadan, paramın üstü tamamlanmadan konsere çıkmam' tavrına benzemez bu muhterem…
Konser parası dedik de aklıma geldi. Sahi sen Başbuğun yokluğunda gerçekleşen ilk Erciyes Zafer Kurultayı'nda sahneye niye çıkmamıştın? Buna Başbuğun acısı falan deme, kimseyi kandıramazsın… Şahsımın da yönetiminde bulunduğu o dönemin Kayseri Ülkü Ocakları Başkanı Selahattin Metin, Ülkü Ocakları Genel Merkezi'ne bağlı tüm sanatçılardan ücretlerinden indirim yapmasını istemişti ama bir tek sen bunu kabul etmemiştin... Geldiğin kurultay alanında da yaptığın pazarlık, dalga dalga kurultay alanına dağılmıştı. Ama sonra çıktın, sağda-solda "Başbuğ sonrası Erciyes benim için sıradan bir dağmış" dedin… O gün, o para pazarlığında istediğin sonuç gerçekleşse, o sıkıntı yaşanmasa idi, o dağ sana 'bankamatik' mi görülecekti?
MHP'nin başında Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ'nin bulunduğu 1998 yılında, Ülkü Ocakları Genel Merkezi turnesi gerçekleştirilmiş ve tüm Türkiye'de sana açık statlarda konserler verdirilmişti.
Hatırlar mısın, yağmurlu bir günde Yozgat'ta gerçekleşen konserde '20 milyon para eksik' diye, Yozgat Ülkü Ocaklarına nasıl bir eziyet çektirdiğini?
O gün, Kayseri Ülkü Ocakları olarak o konserde, müzik dinlemek yerine, senin tarafından yaşatılan rezilliği izlemiştik…
O konserden çok kısa bir süre sonra Kayseri'ye geldin ve aynı manzara seni burada da buldu. Para eksikti ve senin yüzünden düşen bin parça idi… Kayseri Ülkü Ocakları Başkanı Selahattin Metin, seninle muhatap olmamak için, yanına dahi gelmemişti.
Kuliste tek başına, kararmış bir yüz ifadesi ile oturuyordun.
Bizse, şu an 43.sayıya ulaşan Kutlu Sesleniş Dergisi'nin kapağına, dergi konserde dağıtılacağı için senin resmini ve şiirini koymuştuk… Kayseri Ülkü Ocakları'na mensup 6-7 arkadaş bu dergiyi sana takdim etmek için bulunduğun odanın kapısını çalıp, içeri girmişti. Dibine kadar gelip, Kutlu Sesleniş Dergisi'nin kapağını gösterince başını kaldırıp, zahmetler içinde tebessüm etmiştin ve fotoğraf çektirmiştin…Allah'tan o derginin kapağında resmini gördün de "Ölmez bu hareket,ölmez bu dava" nakaratları ile büyümüş,içinde bizimde bulunduğumuz o gençleri tümden hayal kırıklığına uğratmadın…
Bu hareket 'Bu Adamı' hep yüceltti, hep paralandırdı. O ne yaptı, MHP Liderine hakaret eden kaset çıkardı, 'ben yoksam herşey yansın' tavrına girdi.
MHP Lideri için 'Onun seçtiği,yine onu seçiyor' diyor,bu alemde tek etkili ve yetkili Ülkücü kendi ya(!)Ülkücü iradeye bile hakaret ediyor.
Başbuğ Türkeş ismini kullanıp, sermayeden konuşuyor, ahkam kesiyordu. Son düzenlediği konserlerde yan yana geldiği kişilerde bu sermayeyi ortadan kaldıran isimler olmuştur.
MHP Liderine de kasetinde hakaret ederek, bunlara yaranmaya çalışıyor. Rezalet kasetin reklamını yapan da sadece, bu yaranmaya çalıştığı kişilere kucak açanların gazetesidir.
Ozan Arif, MHP Liderine karşı 'seviyeli ol,tutarlı ol' dediğimiz yazılara "Ülkücülerin kalem yellenmelerine karnı tok" diyorsun… Ne yani senin MHP yönetimine, Lidere hakaretlerine "Ülkücülerin karnı aç mı?"
Zaten MHP Genel Başkanı'na hakaret edilmesinden zevk alan, destekleyen bir Ülkücü olması mümkün değildir. Var olduğunu iddia edenler, biraz şeref ve haysiyetini gözden geçirmelidir.
O Adamın sazı, artık 10 tane akıl hocasını ve onların yandaşlarını mutlu edecek şekilde saz yellenmesi veriyor.
Onlar verdikçe gazı ve arpayı ağzını bozuyor. Üstelik, bu psikoloji de herkesi kendi gibi sanıyor.
Yine ne güzel söylemişler: Para her şeyi yapar diyen adam, para için her şeyi yapar"…
Yazımızın özeti, aslında bu son cümlemiz oldu…

Yildiray Cicek

[otuken17]

Haklisiniz bu hükümetin tek alternatifi mhp. ama sayin lider doc.devlet bahceli zamaninda geldi ama maglesef o kadar is yapamadi. belki o zaman koaliisyon vardi ama yinede millet devlet bahceliye o kadar oy verecegini sanmiyorum. cünkü bir kere gelmisti. ama allah büyük. elbet türke yardim eder insallah

[Ogul50]

Kardesler vatanimiz kusatilmakta bizler halen nelerle ugurasmaktayiz... Kücükler sahislari ve büyükleri fikirleri tartisirmis... Maalesef bu forumda sahis tartismasi acilmaya calisiliyor... Hic bir faydasi dokunmayacak böyle konularin yani fidne fesat aramiza sokulacak böyle konularin yayinlanmamasini tabsiye ederim... Yakistiramiyorum ülkücülüge bu tavirlari... Dogru yanlis nitelendirmesi yapmiyorum bu yazilanlarin ama bu sitede bir cifte standart görmekteyim... kendi düsüncelerimi bagimsiz ve hür sekilde söyleyemiyecegim bir ülkücü sayfasinin bana ne faydanin dokundugunu bilemiyorum... tam bir hafta önce ozan arif ile ilgili konu acmak yasak denmisti... ve bunu söyleyen kisiler sanki ülkücüleri birbirine kiskirtmak icin yildiray cicegin metinlerini yayinlayarak propaganda halinde ozan arifi yerden yere vuruyorlar... Belki aranizdan bazilariniz yarasi olan gocunur der... Amma velakin bu yapilanlar sayin devlet bahceliye yapildigini düsünürsek belkide yapildi da zalimin tavrina karsi ayni sekilde kiskirtici bir tavir koymus oluruz... Düsüncelerime karsin kücücükte olsa bir anlayis bekliyorum... ÜLKÜCÜLÜK BIR BÜTÜN OLAMAKTIR... BIRLIGIMIZI BOZACAK GIRISIMLERDE BULUNMAYALIM!!!! ZALIME AYNI ZALIMLIGI YAPMAYALIM!!!!! saygilarla

[otuken17]

ama tabii sayin devlet bahceli simdi daha iyi isler yapmak icin yolu acilir, cünkü tek basina ihtidar olur ise basörtü apo olaylarini halleder düsüncesindeyim. onun icin artik birlik zamani bütün oylarin mehpeye gelmesi lagizim. en azindan ülkücüler verse ihtidar yolunu yarilariz. allah insallah lutf eder.

[BasbugAtilla]

Her ne kadar Ozan Arif'in düşüncelerine katılsam da onun yaptıklarını doğru bulmuyorum.Sn.Devlet Bahçeli bizim liderimizdir;sevebiliriz,sevmeyebiliriz;yaptıklarını beğeniriz,beğenmeyiz;o biz ülkücülerin bileceği iş,fakat hiç bir zaman saygıda kusur etmemeliyiz.Eminim ki liderimiz Sn.Devlet Bahçeli son seçimlerden sonra hatalarının farkına varır.Aksi takdirde düşünmek bile istemiyorum...

[Sebas]

birakin herkes kendi yoluna gitsin, bizim önümüz açik belli !!!

SOn pismanlik neye yarar ??

[EgE]

Ogul50 demiş ki:

Kardesler vatanimiz kusatilmakta bizler halen nelerle ugurasmaktayiz... Kücükler sahislari ve büyükleri fikirleri tartisirmis... Maalesef bu forumda sahis tartismasi acilmaya calisiliyor... Hic bir faydasi dokunmayacak böyle konularin yani fidne fesat aramiza sokulacak böyle konularin yayinlanmamasini tabsiye ederim... Yakistiramiyorum ülkücülüge bu tavirlari... Dogru yanlis nitelendirmesi yapmiyorum bu yazilanlarin ama bu sitede bir cifte standart görmekteyim... kendi düsüncelerimi bagimsiz ve hür sekilde söyleyemiyecegim bir ülkücü sayfasinin bana ne faydanin dokundugunu bilemiyorum... tam bir hafta önce ozan arif ile ilgili konu acmak yasak denmisti... ve bunu söyleyen kisiler sanki ülkücüleri birbirine kiskirtmak icin yildiray cicegin metinlerini yayinlayarak propaganda halinde ozan arifi yerden yere vuruyorlar... Belki aranizdan bazilariniz yarasi olan gocunur der... Amma velakin bu yapilanlar sayin devlet bahceliye yapildigini düsünürsek belkide yapildi da zalimin tavrina karsi ayni sekilde kiskirtici bir tavir koymus oluruz... Düsüncelerime karsin kücücükte olsa bir anlayis bekliyorum... ÜLKÜCÜLÜK BIR BÜTÜN OLAMAKTIR... BIRLIGIMIZI BOZACAK GIRISIMLERDE BULUNMAYALIM!!!! ZALIME AYNI ZALIMLIGI YAPMAYALIM!!!!! saygilarla

Baya ilginc bu yazdiklarin. Sen ne kadarda iyi niyetlisin kardesim. Bizi cifte standartla sucluyorsun, bizi Ülkücüleri birbirine kiskirtmakla sucluyorsun, bizi propaganda yapmakla ozan arifi yerden yere vurmakla sucluyorsun. Baya ilginc. Demek bu yazilarin buraya fitne fesat sokacagini düsünüyorsun öylemi? Birde o kadar iyi niyetlisin ki, bir o kadar da tarafsiz tutumunu sergiliyorsun ki burda helal olsun sana. Her ortamda Liderimiz Devlet Bahceli bey yerden yere vuruluyor, agza alinmayacak cümleler kurulup kendisine hakaret ediliyor, neyin firsatini kolluyorsun sen kardesim? Demek kendi düsüncelerini hür sekilde ifade edemedigin bir Ülkücü siteden ne gibi bir fayda görecegini düsünüyorsun öylemi? Iyi kardes. Meydan senin olsun. Zalime ayni zalimlik yapilmiyor efendim!!! Ben Yildiray Cicek´in bu yazilarini eklemesem, kendi sayfasindan yada Ortadogu sitesinden okunacak. Okumayanlar varsa burdan okusunlar. Sana ne oluyor ki? Ozan Arif liderimize küfür edecek, onu asagilayak, hakaret edip saldiracak, bunu düsman kucaginda yapacak, bizde eyvallah deyip susacagiz öylemi? Bizim degerli kalemlerimiz bütün gercekleri ortaya döküp onun haddini vermez mi saniyorsun sen? Bunu sahiz kavgasi olarak görmen hosuma gitmiyor! Ortada Liderimize hakaret var kardesim! Lidere ve onu secenlere hakaret var kardesim! Konu Liderimiz olursa durum degisir! Yildiray Cicek, liderimizi savunuyor! Liderime ve Ülkücü durusa hakaret bana ve bize edilmistir! Bende elbette gerektiginde her ortamda Liderimi savunurum! Ama burda bu yazilar sunulduysa, bu konular tekrar tartismaya acilmak istenildiginden degil!!! Okuyan okusun, okumak istemeyen okumasin!

Bunlar birligimizi bozacak davranislar degildir. Sen bunu Ozan Arife söylesen daha yerinde olur!

Tekrar diyorum, bu yazilari burda bu konu hakkinda tartisilsin diye eklemedim! Yildiray Cicek´in degerli yazilari bu baslik altinda sunuluyor!

Okursun okumazsin. saygilar

[Ogul50]

Evet ege kardes yine görülüyor ki beni ve düsüncemi kavraman mümkün degil! Benim niyetim ap acik ortada. Dogruya dogru, yanlisa yanlis demesini evelallah bizlerde biliriz. Velakin burada ben yine üstüne basa basa söylüyorum bu yazilari sunan arkadasin yani ege´nin iyi bir niyetle bunlari koymadigini düsünmekteyim. Herkezin fikri kendine kardesim sen istedigin kadar öv sayin bahceliyi. Benimde davamin lideri olan sayin devlet bahceliye saygim sonsuz ve davamin menfaatina bende liderimi korurum. Velakin ben bahcelinin taraftari degilim bunuda belirtmek isterim. Nedenler cok ama dedigim gibi herkezin fikri kendine. Zati maalesef bu sayfanin dengesi biraz bozuk. Adil davranildigini, fikirlerin tartisildigini görürsem ve kardeslerimin benim gibi herkezin fikrine karsi duydugum saygiyi duyarlarsa hür sekilde konusmus olurum. Ama neyse onu birakalim. Ben bu düzene de raziyim. Sadece ülkücü hareketin böyle yipratilmasina karsi oldugum icin sahsi tartismalardan yana degilim. Liderimiz olsada sahislar gelir gecer. Mühim olan davamizin yasatilmasi. Davamiza zarar veren böyle meselelerle ugurasmamiz gerektigini düsünüyorum. BasbugAtilla kardesimin su dediklerine tamamen katiliyorum "Her ne kadar Ozan Arif'in düşüncelerine katılsam da onun yaptıklarını doğru bulmuyorum. Sn.Devlet Bahçeli bizim liderimizdir;sevebiliriz,sevmeyebiliriz;yaptıklarını beğeniriz,beğenmeyiz;o biz ülkücülerin bileceği iş,fakat hiç bir zaman saygıda kusur etmemeliyiz....." Evet saygida kusur etti Ozan Arif ama bizlerde ayni hataya düsmemeliyiz. O küfür ettikce kendini yipratacak...! Bizler davamiza en kutsal bicimde yasayalim. Ayni Arifin kendi dili ile söyledigi söz burdada gecerli. Ne demis zamaninda "Küfürün imana karsi dize geldigi zamanda gelecek durrrr.."

Ayrica sana dönmek istiyorum ege kardes. Bak kardes ben senin niyetini bilemem ama bana öyle geliyor ki Ozan Arif´in düstügü gama kendin düsmüsün. Ben sana hicbirsekilde liderimizi koruma demedim ve bu tuhaf tavrini halen anlamis degilim. O cevaplandirilmis sorularin gayet ilgincti. Kimin ne niyeti oldugu ortada. Sana kiskirtma dediysem bir bildigimiz varda diyoruz. Sanma sakin devran böyle gider. Birgün devran döner sen benim durumuma düsersin. Yani hic hakk yeme ki seninde hakkin yenmesin! Ben sadece bir uyarida bulunmak istedim. Firsat felan kolluyor sanma sakin yanlis düsüncelere gelirsin. Ben Ozan Arifi de tutmuyorum Bahceliyi de... Sahsi benim gözümde bu problem. Sahislar sahsi meseleler yüzünden cikarmis ve davama bu yanlislari yapanlar yüzünden lekelettirmem. Ben davamin adamiyim kardesim....! Firsati beklemem dogruyu söylemekte, yeri gelir susarim yeri gelir kan kustururum. Ama her ülkücü söyle bir düsünsün eger bu problem davamizi icine alan bir problemse.... eh öyle demis olalim... Bu bölünmekten ne ileri ne geri gider. Ama ayriliklara dur demek icin böyle sahsi meseleleri göz ardi etmeyecegim. Dedim ya kardes benim niyetim ne fidne sokmak, ne firsat kollamak... Benim amacim davama zarar vermemek... Herkez kendinden baslasin o zaman hic bir ayrilik söz konusu olmaz. Simdi birde suna deyineyim... Bu dediklerim tek sana degil ege kardes. Tek Ozan Arife de degil... Bu dediklerim bütün ülkücü camiaya uyarimdir... Fidene iel fesatla ugurasmayin CÜNKÜ KAN KAYBEDECEK VAKTIMIZ KALMADI ARTIK!!!!

Ege kardes sende devam et böyle yazilari sunmakta... Ne diyeyim senin niyetin eger kiskirtmak degilse yani bunuda herkez anlar ilk görüste demi... o zaman böyle yazilari yayinlamanda hicbir sorun yok... sana iyi fidneler.........!!!!!!!!!! saygilarla

[EgE]

	Alıntı:
	Evet ege kardes yine görülüyor ki beni ve düsüncemi kavraman mümkün degil! Benim niyetim ap acik ortada. Velakin burada ben yine üstüne basa basa söylüyorum bu yazilari sunan arkadasin yani ege´nin iyi bir niyetle bunlari koymadigini düsünmekteyim.

Aferin sana kardesim. Cok zekisin hemende cözüverdin olayi kendince. Inan bana senin düsünceni ve niyetini ben cok iyi kavradim! Senin icinde baya birseyler kalmista, firsat beklemissin simdide kusuyorsun. Bunu birde iyi niyet maskesi altinda yapiyorsun! Kardesim dikkat edersen senden baskasi bu yazilara senin kadar rahatsiz olmuyor. Sirf iki üc Ülküdas yorumunu birakmis, ne onlara birsey diyen oldu ne onlar birilerine birsey demis! Ama sen tabiki yerinde duramiyorsun! Birden atildin ortaya yok efendim gerek yokmus bu yazilara, fitne fesatmis, cifte standartmis vs vs. diye suclamalar yaptin! Kardesim sana mi soracagim ben yazi eklemeden önce? Senden mi izin alacagim saniyorsun? Güya iyi niyet altinda icini dökme firsatini elde ettin, ortaligi germis oldun! Yazmasan olmuyormuydu? Ben yazilari ekledim, okuyan okudu simdi Yildiray Baskanin diger yazilari eklenecek!

	Alıntı:
	Velakin ben bahcelinin taraftari degilim bunuda belirtmek isterim.

Sen ve bazilari birlik beraberlikten bahseder durursunuz, bazilarina toz kondurmazsiniz, ama neden her firsatta sayin Bahceli taraftari olmadiginizi illaki gözlere sokar gibi habire yazma ihtiyaci duyarsiniz? Bumu iyi niyet? Ne gerek var? Simdi bizim sana bir Anti-Bahceli olarak mi bakmamizi bekliyorsun? Peki sen bunu yazarak, Bahceli taraftari ve karsiti olarak Ülkücüleri ikiye ayirmis olmuyormusun acaba? Ne gerek var buna?! Madem iyi niyetlisin ve Ülkücüleri bölecek davranislara karsisin, tartisma cikmasina karsisin, neden burda ortaligi geriyorsun?

	Alıntı:
	Zati maalesef bu sayfanin dengesi biraz bozuk. Adil davranildigini, fikirlerin tartisildigini görürsem ve kardeslerimin benim gibi herkezin fikrine karsi duydugum saygiyi duyarlarsa hür sekilde konusmus olurum.

Allah Allah, simdide sayfalarin denge ayari uzmani oluverdin. Suclamalarin devam ediyor. Birde iyi niyetten bahsedersin. Kardesim senin yaran var gocunuyorsun, firsat kollamissin kusuyorsun! Bunu anlamak zor degil sanirim.

	Alıntı:
	Bak kardes ben senin niyetini bilemem ama bana öyle geliyor ki Ozan Arif´in düstügü gama kendin düsmüsün.

Benim niyetimi bilmiyorsan susacaksin kardesim, bol keseden atip tutmayacaksin! Gec bunlari! Bos laf seninkisi!

	Alıntı:
	Ege kardes sende devam et böyle yazilari sunmakta... Ne diyeyim senin niyetin eger kiskirtmak degilse yani bunuda herkez anlar ilk görüste demi... o zaman böyle yazilari yayinlamanda hicbir sorun yok... sana iyi fidneler.........!!!!!!!!!! saygilarla

Senin karninda neler birikmis neler. Ammada taktin bu yazilara kardesim sen. O kadar cokmu sancilarin? Devam sunarim sunmam seni ilgilendirmez! Sen okumayiverirsin olur biter! Ikidebir kiskirtmakla, fitne fesatlikla suclamayi birak! Bu konuya yazdin yazali binbir türlü suclamalar atiyorsun ortaya! Sen nekadar iyi niyetliymissin be! Iyiki herkez senin gibi degil! Ben okunmasini degerli buldugum yazilari herzaman eklerim. Bilmeyen ögrenmis olur! Bunun cifte standartla alakasi yok. Bu konu hakkinda 20 sayfa tartisilsin diye de eklenmedi bu yazilar! Sirf okunmasi icin!

Okuduysan ne mutlu sana! Bos yere nefes tüketme sana cevap vermiyecegim! Burda iyi niyet maskesi altinda daha fazla icindekilerini kusmana firsat vermiyecegim! saygilar

[EgE]

Kimin canına okuduğunuz belli!



Bingöl'de teröristlerin mayınlı saldırısı sonucu şehit düşen Jandarma Kıdemli Üstçavuş Kazım Faydacı, Kayseri'de düzenlenen cenaze töreni ile toprağa verildi.
Bizlerin de katıldığı Şehit askerin cenaze töreninde hükümet yetkililerine çok büyük öfke vardı.
Halkın hükümete yönelik tepkisi çok ağır ifadelerle örülü idi.
İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun mesajı okunduğu vakit, istisnasız bütün halk tepki gösterdi.
57. Hükümet zamanı sıfıra indirilen terör, AKP iktidarı zamanında zirveye çıkmıştır.
Bunda AKP'nin politikalarının çok büyük faktörü vardır. PKK ile birçok söylemi örtüşmüş iktidarın verdiği tavizler, terörün hızla artmasına sebebiyet vermiştir.
Şehit cenazesinin olmadığı bir günümüz artık yok…
Başbakanı dahil, hükümetin tüm yetkilileri, PKK ile mücadelede hep 'edebiyat' yapmaktadırlar.
Politikalarını Abdullah Öcalan'ın, Leyla Zana'nın kavramları ile süsleyen bir iktidarın,sürekli 'edebiyat' yapması da istismar çalışması,kendini olduğundan farklı gösterme çabasıdır.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, katıldığı cenaze töreninde hükümete ve kendisine yöneltilen tepkilere "Merak etmeyin, hepsinin canına okuyacağız" diye cevap vermiş…
Abdullah Gül'ün bu 'adın ne? Mülayim... Her yanın sert olsa ne yazar?' tavrını görünce, aklıma hemen şu fıkra geliyor.
Dilbilgisi dersinde bayan öğretmen zamanları anlatıyordu ve örneklerde açıklamasını sürdürdü.
- Eğer "Ben güzeldim" dersem, bu geçen zamandır.
- Eğer "Ben güzelim dersem, bu ne olur çocuklar?"
Alper arkadan bağırdı:
- Koca bir yalan!...
Abdullah Gül'ün "Merak etmeyin, hepsinin canına okuyacağız" gürlemesini görünce, biz de hep birlikte, "bu, koca bir yalan!" diyoruz.
Hepsinin canına okuyacak olan adam, PKK'lı Leyla Zana'yı ve diğerlerini Başbakanlık konutunda niye ağırlasın ki?
Bunlar 'can okumak' bir yana, onların 'canına can' katmaktadır.
"Irak ve Kürdistan'dan gelen haberler bizi memnun etmektedir." diyen bir Başbakanın iktidarında Dışişleri Bakanı görevini yapan Abdullah Gül, olsa olsa Türk Milleti'nin canına okumaktadır.
Milli her olayda, her davada çözüm bulması gerekirken, sadece adı gibi Gül'en Abdullah Gül, Türkiye genelinde olduğu gibi, kendi memleketinde bile artık deşifre olmuş durumdadır ve kendisine olan tepkiler çığ gibi büyümektedir.
11 Türk askerinin başına çuval geçirildiği anda Kayseri'de mantı yemekle meşgul olan Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı olarak çuval hadisesinde nasıl pasif bir tutum izlediyse, Leyla Zana ve diğer PKK'lıları Başbakanlık Konutu'nda ağırlayarak da PKK'ya cesaret kazandırmıştır.
Sonra da kendi genel başkanı Recep Tayip Erdoğan'ın da çok iyi oynadığı aynı bir rolle, şehit ailelerinin tepkisi ile karşılaşınca, "Merak etmeyin, hepsinin canına okuyacağız" gibi adamı güldüren cümleler kurmaktadır.
AKP iktidarının bu ülkede 'kimin canına okuduğu' noktasında artık kimsenin öğrenmediği bir şey kalmamıştır.
Şimdi sadece hükümetin yaklaşan erken seçim nedeniyle şovunu izliyoruz. Bu şov, bizi bir hayli Gül'dürüyor…
Demek "hepsinin canına okuyacaksınız" Sayın Abdullah Gül… Aman, Leyla Zana kızmasın sonra…

Yildiray Cicek

[EgE]

O günü unutmak mümkün mü?



Dün 4 Temmuz idi… Türk Milleti'nin tarihine geçen kara bir günün adı… 4 Temmuz, dost maskeli küresel haydutların Türk Milleti'nin başına çuval geçirdiğini ve karşısında aciz kalışımızın en acı günü ve yıldönümüdür.
Türkiye, hala o günden bugüne başında çuvalla geziyor. AKP iktidarının başımıza çuval geçirildiği gün sergilemiş olduğu tiyatro, hala gözlerimizin önünden gitmemektedir. Koskoca bir devletin onuru ile oynayan güçler karşısında, Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nı başta olmak üzere AKP iktidarının sergilediği tavır, Türk Milleti'nin yüzkarası olmuştur.
Küresel haydut, işgal ettiği topraklarda Türk askerlerini esip alıp, başına çuval geçiriyor, buna karşın iktidarın başı ve kolları kiraz festivallerinde geziyor, mantı yemekle meşgul oluyordu.
Ve sanki hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyorlardı.
O günlerde niye böyle davrandıkları belli olan bu iktidar, şimdilerde de 'kullanım' süresini arttırmak için, başındaki çuvalla ABD kapılarında yalvarmaktadır.
Başımıza çuval geçirildiği günden bu yana tam 3 yıl geçti. Acımız, nefretimiz aynı sıcaklığını koruyor. Bugün sizlerle, Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde, sıcağı sıcağına kaleme aldığım "BU MU STRATEJİK ORTAĞIMIZ?" yazımı tekrar paylaşmak istiyorum. Çünkü ne o günü, ne de başımızdaki bu iktidarın beceriksizliği, donanımsızlığı unutulmamalıdır.
"Bunun adı kepazelik, bunun adı bir küstahlık!..
ABD sonunda, kanlı ve pis emperyalist elini Türk askerine de bulaştırdı. Bu manzaranın çıkacağı dünlerde belli olmuştu.
Bugüne kadar aşağıladılar, hor gördüler, fırça üstüne fırça attılar…
Bizdeki 'silikler' ne yaptı?
"Yarabbi şükür"
ABD'nin noter eyaleti gibi davrandık hep…
Ne derlerse "baş üstüne" dendi.Ara-sıra verilen görevlerde yalpaladık, elimize-yüzümüze bulaştırdık ama ABD'nin bize çizdiği yoldan bir santim bile dışarı çıkmadık…
Kamerayı gören bütün yetkililer, hep bir ağızdan aynı nakaratta ve koro şeklinde seslendiler.
"ABD bizim dostumuz, o bizim müttefikimiz, o bizim stratejik ortağımız… "Her kazığı yediğimizde daha gür seslendik… Adeta papağan olduk!
Bugüne kadar hiçbir hayrını görmediğimiz halde nasıl bir dost, nasıl bir müttefik olduğunu hep düşündük, durduk… Ama sadakatimizden zerre kadar taviz vermedik…
Bu halimizi gördükçe üstümüze geldiler, bu halimizi gördükçe küstahlaştılar.
Geçtiğimiz gün,bunlara bir yenisi daha eklediler.
Süleymaniye'de Türk Özel Hareket timi bürosunu, yanlarında (çapulcu peşmergeler)olduğu halde basan ve on bir askerimizi başlarına çuval geçirerek esir alan ABD askerleri, Irak'ta Türk'e ait ne kadar kurum, kişi varsa hepsini sindirmek istemektedir.
Irak savaşı sırasında, Türk'ü bu bölgede yok sayan yapılanmaya girerek, zaten niyetini açık ve net ortaya koymuştu.
Türk milleti idare eden aciz politikacıların adam gibi değil, yalvararak, Türk askerlerinin bırakılması talebi karşılıksız kalmış ve bu süreçten sonra bırakılması bile, Türk'ün zedelenen onurunu tamir edemeyecek kadar derin yaralar açmıştır.
Nedir bu sessizlik, nedir bu vurdumduymazlık? Esirliğimiz on bir askerle başlamadı ki; adamlar zaten topyekün esir almışlardı bizi !
Onbir askere karşı adice yapılan bu muameler, belki milli direncin bir başlangıcı olacaktır.
Üstüne ölü toprağı serpilmiş milli refleks, bu son yaşananlarla tekrar canlanacaktır. Aksi taktirde zayıf anımızı yoklayan sırtlanlar, sürekli bir şekilde buna benzer tavır ve davranışlar içine gireceklerdir.
Amerikan uşaklığı yapanlarla daha neleri yaşayacağız, Allah bilir!..
Bizi idare edenlerin, milli tavır koyma gibi bir hamleleri olmayacağı için, Türk Milleti'nin kendi ruhunu bir güç olarak ortaya koyması, en acil ihtiyacımızdır.
"ABD bizim dostumuz, o bizim müttefikimiz, o bizim stratejik ortağımız" Diye seri taklalar atan mahlukatlar, sizde aynanın karşısına geçin ve utanmayı deneyin… Eğer biraz vicdan, biraz yüz varsa tabii(!) O askerlerin birinin kılına bir şey olursa, sizi tükürükle boğacağız, tükürükle, unutmayın(!)
O günlerde yazdığımız yazının içeriği böyle, şimdiye kadar da değişen bir şey yaşanmadı…
4 Temmuz'un intikamını, Kurtlar Vadisi ile aldığını sananlar, tarihi gerçekleri gelecek için daha iyi idrak etmelidir.
4 Temmuz hatırlandıkça, Recep Tayip Erdoğan'ın iktidarı unutulmayacaktır.

Yildiray Cicek

[otuken17]

bu cuval olayi gercektende olmusmusdur. bazi sitelerde okumustum. bunlarin amerikan askerleri oldukarini yaziyordu bunu aydinlatsaniz.
saygilarla

[Ogul50]

	Alıntı:
	Okuduysan ne mutlu sana! Bos yere nefes tüketme sana cevap vermiyecegim! Burda iyi niyet maskesi altinda daha fazla icindekilerini kusmana firsat vermiyecegim! saygilar

Evelallah ege kardes. Bana bastan beri hic cevap vermen gerekmezdi. Ben aslinda kendi düsüncemi ilk metinimde belirtmistim ve hicbir cevap beklemiyordum. Anlayan anlamisti, anlamak istemeyen anlamamisti. Dedigim gibi ben bir tavsiye de bulundum ama herkezin fikri kendine orada da haklisin. Okuyan okur, okumayan okumaz. Ama buraya bir yorum yapilir sonra aynen bizim aramizdaki gibi tartismalar acilirsa bunun sorumlusu sen olursun. Cünkü ilk önce okunsun diye koydugun bu yazilari okurlar sonra kendi düsüncesini altina yazarlar. Ondan sonra kargasa baslar ve sahis tartismalari baslar. Senin niyetin farkli olabilir sadece okusunlar diye koymus olabilirsin. Velakin bizlerde olabileceklerden seni uyarmak istedik. Senin dedigin gibi benim haddime degil senin koydugun metinleri inceleyip koyabilirsin koyamazsin demek. Ama neyse niyetim ortami kargasaya sokmak degildi ama maalesef kardeslerimin beni anlamamasindan kaynaklanan nedenlerle olay istemedigim yöne yönlendi. Ne demistim "ÜLKÜCÜLÜK BIR BÜTÜN OLAMAKTIR... BIRLIGIMIZI BOZACAK GIRISIMLERDE BULUNMAYALIM!!!! ZALIME AYNI ZALIMLIGI YAPMAYALIM!!!!! saygilarla" Sizlerden sözüme uymadigim icin özür diliyorum. Eger sahsiniz adina yanlislarim olduysa bu meselede hakkinizi helal edin. Tek ricam sahis degil fikir tartismasi yapin. Ayrica ege kardes benim maskem felan da yok. Eger fikrini söylemek kusmaksa her zaman icimdekilerini kusarim. Kal saglicakla

[murat_evlice]

Hakareti, seviyesizliği kendi Ülküdaşlarına muhatap etmeyi artık hayat tarzı edinmiş Ozan Arif,”ben hiçbir polemiğe girmek istemiyorum, yapacaksanız da sadece yazıyı haberleştirin dediğim halde” bizi de konu mankeni eden Tempo Dergisi’nin bu haftaki sayısında, yine aynı çizgisini sürdürmüştür. Ozan Arif’in sembol olduğu duruş, artık seviyesizliğin değişmez şekli olmuştur.

Ozan Arif’in, MHP Lideri’ne yönelik aşağılık sözleri konusunda, seviye davetinde bulunduğumuz “Sen Kimin Ozanısın?” yazımız, Ozan Arif’e o kadar dokunmuş ki, o seviyesizliğini Tempo Dergisi’nde şahsımıza da yöneltmiştir.

Kendine benzerlerin yaptığı gibi, “Sen Kimin Ozanısın?” başlıklı yazımızın içeriğine cevap vermek yerine, yine hakaret ederek cevap vermiştir. Ozan Arif, çıkıp desene şu cümlen yanlış, yada şu söz iftira diye!

Ozan Arif, son çıkardığı kasetinde o kadar seviyesiz, o kadar ahlaksız bir üretime girmiştir ki, kendini destekleyenlerin web sitelerinden bile kaset reklâmları kaldırılmış, o sitelere yüklenen Ozan Arif’in seviyesiz eserleri, bir ahlaki tavır sergilenerek site sahipleri tarafından çıkarılmıştır.

Çünkü, Ülkücü ahlak ve erdem bunu gerektirmektedir.

Ozan Arif’in Tempo Dergisi’nde yayınlanan ve herkesi kendi gibi ‘maddi değerlere’ bağlanan insan gibi algıladığı söyleşisine cevabı, onunla yaşadığım anılarla besleyerek, Pazartesi günü hak ettiği bir şekilde vereceğim. Artık kendini ilah görenlerin, kendini herşeyin üstünde görenlerin seviyesiz tavırları karşısında ‘susmak yok’, bunu herkes böyle bilsin… Özellikle ‘bu adam’, bunu çok iyi öğrenecek…

‘Adamın’ kim olduğunu, kimlerin neyin ‘tadına vardığını’ bilmesi gerekenler bilecek, öğrenmesi gereken herkes öğrenecek…

Biraz haysiyeti, biraz ahlakı olan adam, ’ağzı bozuk bu adamın’ MHP Genel Başkanı Dr.Devlet Bahçeli hakkında ve MHP’li yetkililer hakkında takındığı terbiyesizliğine müsaade etmez. Bu ahlak ve haysiyet bizde fazlası ile olduğu için, karşımda kim olursa olsun, bunun mücadelesini veririm.

O çıkardığı aşağılık eser sonucu, en yakınındakiler de dâhil kimlerin ne tepki
gösterdiğini herkes biliyor.

Bu efendi ve yardakçıları sanıyorlar ki, sadece Yıldıray Çiçek onlara haddini bildiriyor.

‘O adamı’ tanıyan herkes ahlaksızlık, terbiyesizlik, haddini bilmezlik karşısında artık susmuyor. Bu susmayanlardan birisi de, hayatının 11 yılını “Mamak” ve “Bursa” zindanlarında geçirmiş, MHP İstanbul eski yöneticilerinden Cafer Yaylan’dır. Sayın Cafer Yaylan yazarı olduğu ve MHP İstanbul Teşkilatının çıkardığı ‘Milliyetçi Duruş’ isimli onbeş günde bir yayınlanan gazetede “Ozan Arif” başlıklı yazıda bakın, ’bu adamın’ maskesini nasıl düşürmüş…

Sayın Cafer Yaylan’ın yazısını dikkatli gözlerle okuyun bakalım, Yıldıray Çiçek,’bu adama’ yazdığı “Sen Kimin Ozanısın?” başlıklı yazısında iftira mı atmış, yalan mı söylemiş?


“Ozan Arif”


Kişileri hedef almam. Ama söz konusu “Lider” olunca durum değişir.
Ona söylenen her söz bütün camiayı, hatta bütün oy verenleri bağlar. Hiç kimse kendisine ve liderine söz ettirmez. Kem söz edene, cevabını hak ettiği şekilde verir.
Gerçi edepsizlik senin mayanda var. Ama haddini artık aşmaya başladın.
1991 yılında Türkiye’ye geldiğinde seni binlerce karşılayanın arasında benim gibi 11 yılını “Mamak” ve “Bursa” zindanlarında geçirmiş bir çok insan vardı. Sayın İl Başkanımız İhsan Barutçu (12 yıl içerde) ve bugünkü Bağcılar İlçe Başkanımız Adnan Madak (11 yıl içerde) sırtında 3 kurşunu, elinde büyük bir Türk bayrağı seni karşılıyorduk. Öyle ya, biz “üç kardeştik” sen “sürgündeki(!)” biz “zindandaki”.
Sen bizi görme bile görmedin.

Doğru gittin Samsun’a “İttifaktan aday olmaya. Yerini beğenmedin” yine Lidere (Başbuğa) “ileri geri” konuştun.

Muhsin Yazıcıoğlu ayrıldı. “Militarist” “oportünist” gibi laflar etti. Sen de durumdan vazife çıkartarak liderin yanında tekrar yer aldın.

Ayrılanlara “köpek olsam havlamam / kırk yıllık efendime” gibi inciler döktürdün.

‘Ramiz Ongun’ adını duyduğunda “balgam tükürmek geliyor” diyen sen.

Sonra “sayın” diyen yine sen.

Başbuğun vefatının ardından, bir başka lider adayının arkasında giden sen.
Peşinden gittiğin lider Tansu Çiller’in arkasında takılıp kalınca, ortada kalan yine sen oldun.

1999 seçimlerinde Samsun’dan aday oldun. Ön seçimde 7. çıkınca senin gibi “Türk Büyüğü (!)” nasıl 7. çıkardı? Hemen sorumlu aradın ve buldun.

Dün olduğu gibi yine “Lider”.

“Ceviz Kabuğu”na çıktın. Çok şeyler biliyor, çok şeyler anlatmak istiyor pozlarında.

“Bir Enaniyet”, “Bir Kibir”, inan bana, Ülkücü Hareketin mensupları seni en iyi bu programda tanıdılar. Teneke gibi ses veriyordun, tın-tın.

Seninle ilk defa yüz yüze “Servet Kabaklı’nın Türkistan aşevinde” karşılaştım.

Belden aşağı anlattığın “Gururumun kurbanı oldum” fıkrası seni o kadar iyi anlatıyordu ki.

Bu satırlarda o fıkrayı anlatamam…

İkinci karşılaşmamız Almanya’da Frankfurt’ta idi.

İlki ülkemizde gerçekleşen 3 Kasım Turuncu devriminin ardından ülkemiz ve camiamız sıkıntılı dönemden geçiyordu.

Gündemde Kıbrıs ve Yerel Seçimler vardı.

İl Teşkilatı olarak 11 Ocak’ta Çağlayan Meydanı’nda miting yapma kararı aldık. Genel Başkanımız da mitinge katılacaktı. İl Divanında sanatçı olarak ittifakla sizin isminiz çıktı ve size tebliğ ettik. Siz ise İstanbul’da idiniz ve gelmediniz.

Frankfurt’ta karşılaştığımızda size niye gelmediğinizi sorduğumda “Ne söyleyecektim” dediniz.

Teslimiyetçi iktidara bir iki kelime söyle; sonra sazının teline dokun dedim.

Bana “Bu kime yarayacak” dediniz.

Davaya, harekete dedim.

“Hayır! Ona yarayacak” dediniz.

O dediğiniz, Hareketin Lideri idi.

Ülke kuşatma altına girmiş. Hareketin sorumluluğu artmış, siz ise hala nerelerde takılmışsınız. Sizden belki “ozan” olur ama “dava adamı olmaz”.

“Teşkilat, lider, doktrin. Kafama başka girmez” diyen sen değil misin?

Sende ne kafa varmış.

O kafadan bu hareket o kadar çok gördü ki, kimler geldi, kimler geçti.

Analar daha çok Ozan Arifler doğurur.

Ama inanıyoruz ki, senin gibisini kolay kolay doğuramazlar.

Sürgünsün sen ha…

Ceviz Kabuğu programından anladığımıza göre, sürgüne(!) elini kolunu sallaya sallaya gitmişsin. Türkiye’de darbe olduktan sonra Lider ve arkadaşları zindana konunca ne olur, ne olmaz diye ülkeye gelmedin. 4-5 sene sonra Cuntaya ve iktidarın başına “hakaretlerden” dolayı, davalar açıldı ve gelmedin.

Bu arada bayağı kaset yaptın ve sattın. Genelde bunları bizim camiamız aldı. Sen para kazandın. Gecelere parasız çıkmadın.

Bu harekette ne söylediysen karşılığını aldın. “Yine alacaksın.”

Sen konuşmaya ve batmaya devam et. Düşmanları sevindir! Dostları üz!
İstanbul’da 1991 yılında Gülhane’de seni yüzbinler konserinde ağırlamıştı. 2 yıl evvel Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda bin kişi ya vardı ya yoktu. Niye böyle olduğunun muhakemesini yapmayacak mısın?

Hala hatayı başkalarında arayarak işin içinden çıkamazsın?

O kafadan sana da dostlarına da hayır gelmez.

Sana el öp diyen yok. Zaten o ağza kimse el öptürmez.

Yolun sonuna geldik. 1985 – 1990 arası sürgündeki, zindandaki, topraktaki;

Tonton dayı, Davulla tokmakla üzerine düşeni gerçekten yaptın.

Ama itiraf et. Sürgün(!) muhabbeti bitince, hiçbir şey üretemez oldun.

1990 ile 2006 yılları arasında hafızalarda kalacak bir şey üretemedin. “Nefsin” hep önde gitti. Oysa ülke yaşadıklarıyla 12 Eylül döneminden daha sıkıntılı yıllar yaşamaktadır.

Ülkenin ozanları, asıl meşgul olması gerekenler yerine iç meselelere takılıp kalırsa, tabii ki bir şey üretemezler.

Bunları sana niye yazıyorum ki..

Boşver, sen yine “el öpme”.

“Yalayacak” bir şeyler bul.”