Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 4. sayfa (Toplam 5 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
Delikanli66
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2004
İletiler: 1042

İletiTarih: Pts Mar 19, 2007 12:29 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Canakkale gecilmez Ulkudaslarim bizler onlarin yolundan gitmek istiyorsak Vatana daha cok sahip cikmaliyiz.

SEHITLER OLMEZ,VATAN BOLUNMEZ!

Evet yine diyorum.Bizler onlarin yolundan gitmek istiyorsak Vatana daha cok sahip cikmaliyiz.

Ne mutlu Türk'üm diyene!


En son Delikanli66 tarafından Cum Mar 20, 2009 6:32 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
dilsad66
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Sep 12, 2005
İletiler: 44
Şehir: Bursa

İletiTarih: Pts Mar 19, 2007 5:31 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE!!!

İki yüz ellibin şehitle kazanılan zaferin,
masa başında mağlubiyetmiydi bedeli
genç yaşta toprak olan onca şehidin,
şuursuz bir nesilmiydi emeli!

amaç özgürlüğümüydü batıl fikirlerin,
verilen bu zorlu mücadele sonunda.
yoksa bağımsızlığımı bir milletin,
kaybedilen bunca cananın ardında...

sıksam kan fışkıracak toprakların,
tatil köyü oldu düşman çizmelerine!
yüreğindeki imanın, damarındaki asil kanın,
iğrenç sofralarına konsamatrisle meze...

sızlamak ne kelime kahrederdi atamız,
raks edenleri görse kemiklerinin üstünde!
kimsenin değil bu bizim hatamız,
haram mı var anamızın ak sütünde!

layık olamadık emanetine, vatan-ı mukaddese,
kanla çizdiğimiz hududu kolaylıkla aldılar,
aziz şehidim yüzümüz yok af dilemeye,
zehirli fikirlerini ortalığa saldılar!


En son dilsad66 tarafından Pts May 26, 2014 2:03 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Cmt Ağu 04, 2007 9:21 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çanakkale geçilmez sözünü,tarihin ışığı altında değiştiriyorum.
"ÇANAKKALE ;SAVAŞLA ,ZOR KULLANILARAK GEÇİLMEZ!"AMA GAFLET VE DALKAVUK YÖNETİCİLER YÜZÜNDEN GEÇİLİR!
Yoksa gerçekleri konuşacaksak,Çanakkale kaç defa geçilmiş,hatta İstanbul Ruslar tarafından işgal bile edilmiştir.Tüm bunlar müttefiklerimizin kahpelikleri,dalkavuk devlet adamlarımızın yardımı,yerli işbirlikçiler ile başarılmıştır.Ayni bugün olduğu gibi.Şimdi biraz bu konunun derinliklerine inelim.
1789 da Rus çariçesi katerina kırım tacını giymek üzere sivastapol e geldiğinde İstanbul yolu yazılı zafer taklarının altından geçti.Daha o tarihte İstanbulu işgal etmek için Sivastapol şehri bir üs olmuştu.1798 da napolyon Mısır ı işgal edince,Ruslar fırsatı kaçırmadı.Osmanlıya 80.000 kişilik bir ordu ve donanma ile yardım vaad ederek gizli bir ittifak yaptılar ve fransaya savaş açtırdılar.Türk rus donanmaları fransızların işgal ettiği yunan adalarını preveze ve yakınındaki sahilleri kurtardı.
1805 de Rusya bu kez ingiltere ve avusturya devletleri ile ittifak yaparak fransa ile yapılan kutsal savaşa girdi.Bu defa fransızlara yamandık.Onların tesiri ile memleketeyn(Eflak-Boğdan) voyvodalarını azlettik.Buna kızan rusya"ben sizi şam a bile hasret ederim diyerek;memleketeyni işgal ettirdi.

1806 da bu ittifaka kızan ingilizler ruslarla ortaklaşa Çanakkaleye bir donanma göndediler ve osmanlı donanmasının ve boğazlar istihkamının ingilizlere teslimine kadar bir dizi ağır şartlar içeren nota verdiler.
Bu ağır şartlar kabul edilmediğinden 19 şubat 1806 da Çanakkale boğazı ingilizler tarafından zorlanarak geçildi,Osmanlı donanmasını bastırarak yaktı.Sonra da serbestçe İstanbul önlerine geldi.Bu bir rezalettir.Boğaz dışında nota süresini bekleyen bir işgal donanması var.Bizim askerlerin VE SUBAYLARIN çoğu bayram namazında.Ve bu BASKINLA OLAN OLDU.BU İLK HATA DEĞİLDİR.21 YIL SONRA NAVARİNDE,50 YIL SONRA SİNOPTA BUNA BENZER GAFLETLERLE DONANMAMIZ MAHVOLMUŞTUR!
1827 DE YUNAN AYAKLANDI VE EZİLDİ.Avrupa araya girerek,vergi vermek şartı ile yunanın hükümet kurmasını istedi.Osmanlı kabul etmedi.Bunun üzerine İngiltere,Rusya,ve fransızlardan oluşan bir donanma Navarinde demirli Osmanlı donanmasına dostluk göstererek yaklaştılar ve aniden saldırarak yaktılar.Rusların karadeniz donanması da iğneada önlerine kadar ilerledi.NAVARİN FACİASI ÇUVAL VAKASININ BİR BENZERİDİR.YANİ BİR KEZ DAHA MÜTTEFİK KAZIĞI!
BUNLAR SADECE BİR KAÇ ÖRNEKTİR.BU YAZI SERİSİ DEVAM EDECEKTİR.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pzr Ağu 05, 2007 7:45 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

1829 larda Ruslar yunana istiklal vermek bahanesi ile boğazlara ve Anadolu içlerine doğru ilerlemeye başladılar.
İşin tehlikeye gittiğini gören ingiliz,fransız ve prusyalılar hemen aracılık ederek,Edirne anlaşması ile biraz zararımıza
bizi bir istiladan kurtardılar.
İşte fransanın cezayiri işgali bu fırsattan faydalanma sonucu omuştur.
1833 de yeniçeri ocakları kaldırıldıktan sonra,ordu henüz zayıf bir haldeydi.
Fransızların teşvik ve yardımlarıyla Mısır ordusu Osmanlıyı bozarak Kütahyaya kadar geldi.İstanbul yolu açılmıştı.
Ruslar hemen bu fırsatı kullanarak,kansız olarak Boğazları yutmaya kalkıştılar.2.Mahmut çaresizlik içerisinde rusyanın kucağına oturup,
Onu İstanbul ve anadoluyu korumaya çağırdı.
Hünkar iskelesi anlaşması ile 8 yıl süresince rusların himayesine girdik.
İstanbula rus donanması ve ordusu geldi.
Bunun üzerine fransa baktı ki osmanlı rusyanın kucağına oturuyor,kavalalı mehmet ali yi,kütahya dan ileri geçmemesi için uyardı.OSMANLIYA DA RUS ORDUSUNU YARDIMA ÇAĞIRMAKTAN VAZGEÇMESİNİ RİCA ETTİ.
Padişah bunu kabul ederek rus elçisine bildirdi.Ama RUS FIRSATI YAKALAMIŞ BIRAKIR MI?ANLAŞMAYI DA İMZALAMIŞSIN!
Rus donanması boğaza girdi.10.000 askeri HÜNKAR iskelesine çıkararak Beykoz çayırında çadırlı ordugaha yerleştirdi.
15 gün sonra 12.000 kişilik bir rus kuvveti daha geldi.Bunlar işgalin öncüleri idi.Asıl kuvvet Romanyada hazırlanıyordu.
Telaşa kapılan ingiliz ve avusturya kavalalı ile barışı sağlattılar.Rus ordusu İstanbulu terketmek istemiyordu.İngiltere ve fransa donanmalarının boğaza girip harekete geçmesi üzerine
rusya zar zor geri çekilmek zorunda kaldı.

Bu örnekleri arttırmak mümkünAyni hatalar Sultan Aziz zamanında onun dalkavuk sadrazamı Mahmud Nedim Paşa zamanında meydana gelmiştir.
Bu dalkabuk sadrazam,rusyanın hamiliğini padişaha inandırmış;padişah bu oyuna kanmanın bedelini tahtını ve canın kaybederek ödemiştir.Bununla da kalmamıştır.Çerkez Hasan Paşa değerli devlet adamlarını öldürerek Osmanlıyı ve ardından gelecek Sultan Hamid i,kadrosuz da bırakmıştır!
Bunlaer tarihimizin çok acı,utanç dolu günleridir.
GEÇMİŞTE DALKAVUK MAHMUD NEDİM İN ,DAMAT FERİD İN,MENDERES İN,ÖZAL IN YAPTIKLARINI BUGÜN ABD ADINA TAYYİP YAPMAKTADIR.
MANDACILIĞIN,ALÇALMANIN,SÜRÜNGENLEŞMENİN BEDELİ ŞU YUKARIDA YAZDIKLARIM VE BUGÜN BAŞIMIZA GELENLERDİR.
ONUN İÇİN BAĞIMSIZ TÜRKİYE DİYORUZ.BİZ BAĞIMSIZ TÜRKİYE DERKEN,ÜLKEYİ BAŞKA BİR ESARETE SOKMAK İSTEYEN GEÇMİŞTEKİ KOMÜNİSTLER GİBİ SÖYLEMİYORUZ BU SLOGANI.FİKRİ,VİCDANI,İRFANI HÜR BİR MİLLETİN ÇOCUKLARI,ATATÜRK ÜN EVLATLARI,BAŞBUĞ UN ASKERLERİ OLARAK HAYKIRIYORUZ!KİM BU ÜLKEYİ ATATÜRK ÜN ROTASINDAN SAPTIRMAYA KALKIŞIYORSA;BİLİNİZ Kİ,BUNLAR VATAN HAİNLERİ,KANSIZLAR,DÖNME VE DEVŞİRMELERDİR!
KİM BU DEVLETİN ANAYASASINDAN KEMALİZMİ ÇIKARMAK İSTİYORSA;BİLİN Kİ BUNU DEMOKRASİ DEĞİL;MANDACILIK ADINA YAPIYOR!ATATÜRK E DİNCİLERİN,KOMÜNİSTLERİN,KÜRT BÖLÜCÜLERİN SALDIRIP,AĞIR HAKARET VE KÜFÜRLER YAĞDIRMASI ,SİZİN GÖZLERİNİNZİ ARTIK AÇMALI,VE BİZLERİ ATATÜRKÜN ETRAFINDA KENETLEMELİDİR!ATATÜRK E RAĞMEN BOZKURTLUK,ÜLKÜCÜLÜK,TÜRKÇÜLÜK YAPMAYA KALKIŞANLAR;SAHTEKAR SENTEZCİLERDİR.ÜLKÜCÜLER,ATATÜRK HAKKINDAKİ SEVGİMİZİ DİLE GETİRMEKTEN KAÇINMAYIN BU KONUDA CİMRİ DAVRANMAYIN!BİZİM DOKTRİNİMİZ,ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCENİN DEVAMINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.9 IŞIK BUNUN TANIĞIDIR!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pzr Ağu 05, 2007 1:45 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Kendisini dün ün Abdulazizi sanan,aldığı oylara güvenerek milleti tebaası sanan ve dudaklarından çıkan her sözün bir emir olduğunu sanan;bunu sağlayacak idari yapı değişikleri içerinde olan tayyip ile dalkavuk mahmut nedim paşa olma rolüne soyunmuş;dünyada tek gücün abd ve onu yöneten lobilerin olduğunu tayyibin ezberine sokan abdullah gül;tarihi bir kez daha tekrar ettirmeye uğraşıyorlar.Bu zihniyet Türkiye de yeni değildir.Hesapsız kitapsız işlerle ülkeyi uçuruma götüren ittihatçılarla,bunlara direnen yobazların meydan savaşı 1938 den beri tam hız devam etmektedir.Biz işte bu uğursuz talihi kırmak ve bunların dışında üçüncü bir hareket olmak zorundayız.Bugün sıkıntımız bu hareketi ortaya koyamamanın ve farklı olduğumuzu hala kendimizin bile anlayamamış olmanın ızdırabıdır.Bunu anlayabilen tek adam;mekanı cennet olsun Başbuğ du!Bu yüzden ab yi reddediyorum.Bu yüzden özal ekonomilerini ve tüm liberal ekonomileri reddediyorum.Bizim farkımız ne?Sadece vatanı ölesiye sevmek mi?İyi de bununla devlet idare edilmez ki!Farkını ortaya koymak zorundasın.Sen önce kendin,kendine inanmak ve güvenmek zorundasın.Sen,başkaları ne diyor üzerine siyaset yaptığında,bu davaya verebilecek bir şeyin kalmaz.Düzenin bir dişlisi olursun.Çünkü hemen hemen tüm partiler bu düzenin bir dişlisi.
İsimleri ne olursa olsun ,bu ülkede ittihatçıların devamı olan bir chp ile,bunun karşısında çeşitli isimler altında mandacıların ve işbirlikçilerin,yobazların partileri var.
Biz bunların tümünü reddetmek ve üçüncü bir harket,olmak zorundayız.
Yoksa silahla geçemedikleri Çanakkale,yukarıda anlattığım gibi defalarca geçilir,İstanbul işgal edilir,tezkereler çıkartılıp,tüm vatan işgal olunur.
Çanakkale geçilmez lafını bırakıp,Çanakkale nasıl geçirtilmez meselesini ortaya koymak zorundayız.Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Sal Mar 18, 2008 8:53 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çanakkale zaferinin 93. yıldönümünü kutluyoruz.
Çanakkale yi bilmeyen Türk yoktur.Bu nedenle uzun uzun,zaferden bahsetmek yerine ,Çanakkale savaşlarını sonuçlarını ve çıkarılması gereken derslere değinmek istiyorum.
Atam gov.tr.sitesinden alıntıdır:
Alıntı:
Çanakkale Savaşlarının Önemi ve Sonuçları
Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran
ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 57, Cilt: XIX, Kasım 2003

--------------------------------------------------------------------------------
Anadolu Yarımadası'nın kuzey batısında bulunan, Ege ve Marmara denizlerini birbirine bağlayan Çanakkale Boğazı, İstanbul Boğazı ile Asya-Avrupa ve Akdeniz-Karadeniz bağlantılarını sağlayan önemli bir su yoludur. Osmanlı başkenti İstanbul'un anahtarı olan Çanakkale Boğazı, Rusya'nın sıcak denizlere açılma yolu olması ve stratejik öneme sahip bulunması nedeniyle pek çok siyasî mücadeleye ve silâhlı çatışmaya sebep olmuştur.

Sanayii, ekonomik ve askerî alanlarda güç kazanan Avrupa devletleri, XX. yüzyıl başlarından itibaren aralarındaki siyasî anlaşmazlıkları bir yana bırakarak, "hasta adam" diye nitelendirdikleri Osmanlı Devleti'ni parçalama ve paylaşmada iş birliğine başlamışlardı.

Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilân etmesini, Selanik, Girit ve Ege adalarının Yunanistan'a geçmesi izledi. İngiltere Mısır'ı himaye altına alıp, Kıbrıs'ı ilhak ederken Yemen ayaklanmasını fırsat sayan İtalya, Trablus-garp ve oniki adaya el koydu.

Osmanlı ordusunu ıslah etmek için İstanbul'a gelen Alman askerî heyetleri ordudaki gelişmelere ve ordunun modernleştirilmesine katkı sağlamıştı. Ancak Osmanlı Devleti bağımsızlıklarını kısa bir süre önce ilân etmiş olan Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ ile girdiği 1912 Birinci Balkan Savaşında Avrupa topraklarını kaybetmiş ve 1913 İkinci Balkan Savaşı'yla ancak Doğu Trakya'yı geri alabilmişti. Balkan Savaşlarında uğranılan bu yenilgi, Osmanlı Devleti ve ordusunun prestijini sarsmıştı.

Ordu, modern silahlardan ve teçhizattan mahrum, donanma ise eski gemilerden ibaretti. Maliyesi çökmüş olan ülke, iç huzursuzluklarla kaynıyor, bunlara bir de azınlıkların devleti parçalama girişimleri ve Avrupa devletlerinin baskıları ekleniyordu.

İçte ve dışta sarsılan saygınlığını yeniden kazanmak isteyen Osmanlı Devleti, askerî ve siyasî yönden bir toparlanma sürecine girmeye çalıştı. Orduda Alman tarzı teşkilât ve eğim uygulamaları için Almanya'dan yeni ıslah heyetleri çağırıldı. Bu heyetlerle gelen Alman subaylar, savaş başladıktan sonra karargah ve birliklerde görev yapmışlardır. Daha önceki heyetlerle gelenler Türk birliklerinde görev almadıkları halde, yeni gelenler birliklerimizin komuta kademelerinde görev almışlardır. Çanakkale Cephesi'nde 5 nci ordu komutanlığına getirilen Liman von Sanders, ıslah heyetleriyle gelmiş bir Alman generaliydi.

Bu arada, Avrupa'da büyük devletler arasındaki siyasî, ekonomik ve askerî rekabetler ülkeleri büyük bir savaşa doğru sürüklemekteydi. Osmanlı Devleti, İngiltere. Fransa ve Rusya'dan oluşan Üçlü İtilâf Devletleriyle ittifak yapma girişimlerinde bulundu. Ancak, İtilâf Devletleri, yıkılmasını yakın gördükleri "Hasta Adam" Osmanlı Devleti'nin yükünü taşımak istemediklerinden ve tam aksine son Osmanlı topraklarını da paylaşma hevesinde olduklarından böyle bir ittifaka yanaşmadılar. Bunun yanında Osmanlı Devleti'nin savaşta tarafsız kalmasını tercih ediyorlardı. Çünkü böyle bir durumda Osmanlı Devleti savaşa girerse cepheler çoğalacak ve kuvvetleri bölünecek ve Rusya'ya boğazlar yoluyla yardım gönderilmesi de zora girecekti.

İtilâf Devletlerinin, Almanya'nın yanına ittiği Osmanlı Devleti, böylece kendini hazır olmadığı bir savaşın eşiğinde buldu. I. Dünya Savaşı'nda on ayrı cephede savaşmak zorunda kalan Osmanlı ordusunun zafer kazandığı cephelerinden birisi de Çanakkale cephesidir.

18 Mart 1915-9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan Çanakkale Muharebeleri, Türk askerlerinin yazdığı bir kahramanlık destanıdır. Türk askeri, denizde ve karada, kendinden kat kat üstün kuvvetlerle savaşmış ve vatan toprağını büyük bir fedakarlıkla savunmuştur.

En son teknolojiyle donatılmış olan Birleşik Filo, 18 Mart 1915 günü, Türk denizcileri ve topçuları tarafından Çanakkale Boğazı'nın sularına gömülmüş, karadan geçmeye teşebbüs eden İtilâf kuvvetlen, Türk süngüsüyle durdurulmuş ve Gelibolu Yarımadası’ndan çekilmek zorunda bırakılmıştır.

Kahraman Mehmetçiğin, gözünü kırpmadan ölüme atılarak kazandığı Çanakkale Zaferi'nin Türk ulusuna en büyük armağanı, Mustafa Kemal ATATÜRK olmuştur. Mustafa Kemal ATATÜRK Çanakkale muharebelerinde askerî dehasını ve liderlik özelliklerini gösterme fırsatı bulmuş ve muharebeler sonunda Türk milleti nezdinde tanınmış bir komutan olarak ortaya çıkmıştır.

Daha önceden de belirtildiği gibi, Çanakkale ve İstanbul Boğazları, Karadeniz'i Akdeniz'e, Asya'yı Avrupa'ya bağlamaları dolayısıyla büyük bir stratejik öneme sahiptirler ve tarih boyunca birçok mücadeleye sahne olmuşlardır.

Ortaya çıkan sonuçlar dolayısıyla, bu mücadelelerin en önemlisi ve en kanlısı Birinci Dünya Savaşı'nda, İngilizlerin Çanakkale Cephesi'ni açmalarıyla başlayan Çanakkale savaşlarıdır. En güçlü ve modern silâhlarla donanmış olarak Boğaz'a saldıran İtilâf kuvvetleri, manevî gücünü dikkate almadan küçümsedikleri Türk ordusundan önce denizde, sonra da karada beklemedikleri bir cevap aldılar. Savaş alanını Türk top, mayın ve süngülerine terk ederek geri çekildiler.

Çanakkale Savaşlarını aşağıda açıklanacağı gibi değerlendirmek yanlış olmayacaktır:

1-Çanakkale savaşları Türk ordusunun ve Türk milletinin dirilişinin başlangıcıdır. Uzun yıllardan beri önemli askerî mağlubiyetler yaşayan Türk ordusu kendisini, bıçağın kemiğe dayandığı yerde yani Çanakkale' de bulmuştur. Türk milleti de uzun yıllardır yaşadığı mağlubiyetlerin ezikliğinden Çanakkale savaşlarıyla kurtulmuştur.

2-Çanakkale savaşları Türk insanının inanç ve azminin modern teknolojiye üstün geldiği savaşlardır. Çanakkale'de Türk insanı, Türk askeri, dönemin en üstün iki donanmasına ve sayıca, silâhça çok çok üstün kara ordularına galip gelmiştir.

3-Çanakkale muharebeleri Emperyalizmin gururunun kırıldığı yerdir. Çanakkale'de dünyanın en büyük iki sömürgeci imparatorluğu olan İngiltere ve Fransa'nın başarısız olmaları bütün emperyalist güçlerin gururunu kırmış ve onların sömürgesi durumunda olan ülkelerde İngiliz ve Fransızların da mağlup edilebileceği düşünce ve kanaatinin doğmasına sebep olmuştur.

4-Çanakkale savaşları olağanüstü şartların ve olağanüstü mücadelelerin savaşıdır. Normal şartlarda kazanılabilecek bir savaş değildir. Türk insanındaki vatanını koruma azmi ve ruhu bilinmeden Çanakkale savaşlarını kavrayabilmek mümkün değildir.

Türk insanı, Türk askeri Çanakkale'de, bu savunmanın, bu muharebenin bir ölüm - kalım mücadelesi olduğunu görmüş ve gelecek nesillerinin varlığı ve bağımsızlığı için hayatını vatanına feda etmekten hiç çekinmemiştir. Bunu en iyi anlatanlardan biri de Mustafa Kemal ATATÜRK'tür. O, şöyle diyor : "...Kahramanlık peşinde koşanlardan değiliz. Ama Bomba Sırtı olayını da anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre... Yani ölüm muhakkak. Birinci sıradakiler kamilen vuruluyor. İkincidekiler hemen onların yerini alıyor... Fakat ne kadar büyük bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor. Üç dakikaya kadar öleceğini biliyor... En ufak bir tereddüt ve sarsılma yok. Bilenler Kuran-ı Kerim okuyarak cennete girmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler dualar okuyarak siperlerden çıkıp taarruza geçiyorlar. Bu Türk askerindeki yüksek ruhu gösteren hayrete ve takdire değer bir ruhtur... Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur..."

Türk askerindeki bu yüksek ruhun muharebeler sırasındaki tezahürünü bir de bir yabancı askerden dinleyelim: "...23 Nisan 1915 günü Conkbayır'ında Türkler ve Birleşik Kuvvetler arasında korkunç siper savaşları oluyor. Siperler arasında 8-10 m. mesafe var. Süngü hücumundan sonra savaşa ara verildi. Askerler siperlerine çekildi. Yaralılar ve ölüler toplanıyor. İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz Yüzbaşı avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor, kurtarın diye yalvarıyordu. Ancak hiçbir siperden kimse çıkıp yardım edemiyor. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu. Türk siperlerinden beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından arslan yapılı bir Türk askeri silâhsız siperden çıktı. Hepimiz donup kaldık. Kimse nefes alamıyor, ona bakıyorduk. Asker yavaş adımlarla yürüyor siper-dekiler kendisine nişan almış bekliyordu. Asker yaralı İngiliz subayını ok-şar gibi yerden kucakladı, kolunu omzuna attı ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı. Yaralıyı usulca yere bırakıp geldiği gibi kendi siperlerine döndü. Teşekkür bile edemedik. Savaş alanlarında günlerce bu kahraman Türk askerinin cesareti güzelliği ve insan sevgisi konuşuldu. Dünyanın en yürekli ve kahraman askeri Mehmetçiğe derin sevgi ve saygılar.

Üsteğmen Cosey"


(Sonradan Avustralya Genel Valisi olmuştur.)
Türk ve dünya harp tarihinde önemli bir yer tutan Çanakkale savaşlarının sonuçlarını söyle sıralayabiliriz:

Siyasî Sonuçlar

Çanakkale Zaferi, Balkan Savaşlarıyla içte ve dışta sarsılmış olan devlet prestijini kurtarıp güçlendirmiş, İttihat ve Terakki Hükümeti'nin iktidarda kalış süresini uzatmıştır. Mustafa Kemal ATATÜRK bu durumu şöyle değerlendiriyor: "Balkan harbinde alnımıza sürülen lekeyi Çanakkale'de temizleyebildik..."

- Çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu içinde Türk ulusunun hala gücünü ve dinamizmini koruduğunu göstermiştir.

- Çanakkale Zaferi, müttefiklerinin yardımından yoksun kalan Çarlık Rusya’sının çökmesine ve Bolşevik rejiminin yerleşmesine yol açmıştır.
- Henüz savaşa katılmamış olan devletlerin tutumlarını etkilemiştir. Bulgaristan Merkezi devletlerin yanında yer almış, Romanya, Yunanistan ve İtalya bir süre daha savaş dışında kalmış ve Arap isyanı da bir süre gecikmiştir.
- Birleşik Kara Deniz Kuvveti'nin Boğaz'ı geçemeyişi, İngiltere ve Fransa'nın askerî ve siyasî prestijini sarsmış; bu devletlerin sömürgelerinde bağımsızlık ve özgürlük akımlarının doğmasına, dolayısıyla da dünya haritalarında bazı değişikliklere yol açmıştır.
- Çanakkale'de savaşın Avustralya ve Yeni Zelandalıların millî bilinçlerinin oluşmasında etken olduğu gibi, savaş sırasında ve sonrasında bu ülke vatandaşları ve hükümetleri ile dostlukların ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Boğazların Birinci Dünya Savaşı başında Osmanlı Devleti tarafından kapatılıp, savaşın sonuna kadar açılmaması, uluslararası ticari ilişkileri, Karadeniz'e komşu ülkelerin ticaretini olumsuz etkilemiştir.

Askerî Sonuçlar

- Çanakkale muharebelerine Türkler 310.000, İngilizler 460.000 (yabancı kaynaklara göre 410.000), Fransızlar 79.000 kişilik kuvvetlerle katılmışlardır.
- Bu muharebelerde İtilâf kuvvetleri, Türk kaynaklarına göre toplam 180.000 (İngilizler 155.000, Fransızlar 25.000), yabancı kaynaklara göre de toplam 252.000 (İngilizler 205.000, Fransızlar 47.000) zayiat vermişlerdir. Türkler ise kara muharebelerinde 57.084, deniz muharebelerinde 179, toplam 57.263'ü şehit, geri kalanı yaralı, esir ve kayıp olmak üzere 211.000 zayiat vermişlerdir.
- Birleşik Filo'nun Boğazları geçerek İstanbul'u ele geçirme plânları suya düşmüş ve böylece hükümet çevrelerinde ortaya çıkan ve halka da yansıyan İstanbul'un elden çıkması korkusu da silinmiştir.
- 18 Mart Deniz Zaferi, Gelibolu Yarımadası'nda cereyan eden kara muharebelerinde, Türk askeri için büyük bir moral kaynağı olmuş, Türk ordusunun prestijini iade etmiştir.
- Çanakkale Zaferinin Türk ulusuna en büyük armağanı, kuşkusuz Mustafa Kemal Atatürk'ü ve onun askerî dehasını ortaya çıkarmasıdır.
- Osmanlı Devleti'ni savaş dışı bırakarak Almanya'yı kuşatmayı amaçlayan İtilâf devletleri plânını boşa çıkaran Çanakkale Zaferi, savaşın en az iki yıl daha uzamasına neden olmuştur.
- Çanakkale Boğazı'nın kapatılması, Rusya'nın müttefiklerinin silâh ve cephane yardımından yoksun bırakmış ve Türk cephelerinde yarım milyonu aşkın İngiliz ve Fransız askerini tesbit etmiş olduğundan, Almanya'nın doğu cephesi harekatını kolaylaştırmıştır.
- Dünyanın en güçlü donanmasına ve en iyi teçhiz edilmiş ordularına karşı koyan Çanakkale savunucuları, Türk İstiklal Harbi savaşlarına örnek olmuştur.
- Çanakkale Cephesi'nde İngiltere ve Fransa'nın yarım milyonu aşkın kuvvet bulundurmaları ve bu kuvvetin yarısının savaş gücünü kaybetmesi savaşın genel seyrini etkilemiştir.
- Türklerin bu cepheye ayırdıkları 300.000'i aşkın kuvvetin 211.000'inin zayiata uğraması, Türk İstiklâl Harbi'nde insan gücü açısından bir boşluk yaratmıştır.
- Çanakkale savaşlarında yüz binden fazla okumuş ve aydın Türk kaybedilmiş, bu kaybın olumsuz etkileri Türk İstiklâl Harbi'nde ve Cumhuriyet Türkiyesi'nde görülmüştür. Mustafa Kemal ATATÜRK bu durumu şöyle ifade etmiştir: "Biz Çanakkale'de bir Dar-ül fünun (Üniversite) gömdük."


--------------------------------------------------------------------------------

Not: Bu konferans 28 Mart 2003 tarihinde Atatürk Araştırma Merkezi adına Çanakkale'de verilmiştir.

----------------------
* Çankaya Üniversitesi -
- ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 57, Cilt: XIX, Kasım 2003




Burada zaferin askeri,siyasi ve sosyak sonuçları gayet güzel bir şekilde anlatılmış.Buna ilave edilecek çok fazla bir şey yok.
Ben konunun bir kaç değişik boyutu üzerine düşüncelerimi açıklamak istiyorum.
Çanakkale savaşlarını bize sadece Türk ün üstün cesaret ve yiğitliğinin kazandırdığını söylemek,tarihi ve bilimi inkar etmek demektir.
Çanakkale muharebeleri kurmayların çok önemli dersler alacağı bir olaydır.Hele hele;anzak alayını bulutların içerisine alıp da "şeytan aldı götürdü,satamadı getirdi "gibi evliya hikayelerinin hiç lüzum ve gereği yoktur.Osmanlı devleti bu savaşa gerçekten çok iyi hazırlanmıştır.
Hava kuvvetlerimiz bu savaşta önemli hizmetlerde bulunmuştur.
http://www.canakkale.gov.tr/savas_16_hava.htm adresinde,bu üstün başarılı hava harekatları çok güzel bir şekilde açıklanmaktadır.
ÖZELLİKLE YENİÇERİ OCAĞINI KAPATILMASINDAN SONRA OLUŞAN YENİ ASKERİ EĞİTİM SİSTEMİ VE HARP OKULLARININ YETİŞTİRDİĞİ DEĞERLİ KURMAYLARIMIZ BU SAVAŞTA ÜSTÜN HİZMETLERDE BULUNMUŞTUR.
Çanakkale muharebelerinde,edinilebildiği kadar,o günün yüksek tekniği kullanılmıştır.Topçumuz fevkalade,tarihi geçmişine uygun olarak başarılıdır.İstihkam sınıfımız ,mükemmel bir şekilde savaşmıştır.
İhmal edilen ve Haliçte çürütülen donanmamızın eksikliğini bu savaşta çok aradık.Buna rağmen başarılı mayın çalışmaları yapılmış,ve düşman şaşkına uğratılmıştır.
Yabancı kaynakları araştırdığımızda,karşımıza çıkan en önemli gerçek;
Türk askerinin çok iyi nişancı olmasıdır.Bu bize bu savaşı kazandıran en büyük artıdır!Ne topçumuz,ne piyademiz karavana atmamıştır.
Mütevazi hava kuvvetlerimiz,pilotlarımızınü stün hava yeteneği sayesinde;müttefik hava kuvvetlerini perişan etmiş;hem değerli keşifler yaparak,savunma planlarına yön vermiş,hem de düşmana zayiat verdirmiştir.Tüm bu geçmişte yapılan orduyu yenileme çalışmaları,meyvelerini bu savaşta vermiştir.
Hele şanlı Türk topçu bataryalarının yaptığı büyük işler unutulamaz.
Bunun iyi bir eğitimin sonucu olduğu;Sakarya da,Kocatepe de,Dumlupınar da bir kez daha ortaya çıkmıştır.Hem de bir kaç yıl hemen sonrasında.
Bunları çok iyi düşünmek lazım.Gelecek de ,belki de çok yakın bir zamanda tekrar bu durumlar düşebiliriz.Bu bakımdan ordumuzun savaşa çok iyi hazırlanması gerekir.Aslında bana düşmez ama;asker çok falan laflarını bırakıp;topyekun bir savaşa hazırlanmalı,gençlerimizi liseden sonra,kısa süreli askeri eğitim kamplarına almalı,nişancılık ve silaha yatkınlıkları geliştirilmelidir.Bu iş tabanca ile sıkmaya benzemez!
Bunun topu var,tankı var,zırhlı aracı var,mayını var;var oğlu var.
Yedekleri de sık sık gene kısa süreli eğitime almakta fayda var.
Ben tam da tesadüfenrahatsız olduğum,çayda erimiş bisküvit gibi hasta olarak gittiğim tatbikattan,çakı gibi dimdik döndüğümü hatırlarım.
Savaş sadece bilek ve yürek ile kazanılmaz.Bunlar olacaktır,ama eğitimin de iyi olacaktır!Eğitimlerde mermiye acımamalıdır.
Çanakkale harp tarihini incelediğinizde,bunun bir evliyalar savaşı olmadığını göreceksiniz.Milleti bu yavelerle uyutup,gevşekliğe kaptırmasınlar.Biz vatanımızı korumazsak;Musa ya,"git o düşmanla sen ve rabbin çarpışsın"diyen asi israiloğullarından farkımız kalmaz.
"Çocuklarınıza atmayı öğretin!";"Ben harp peygamberiyim!"diyen bir peygamberin inananları olarak bunların gereğini yapmalıyız,hakkını da vermeliyiz.
Bu işin askeri boyutu.
Bir de acı bir gerçek var.
Çanakkale zorlama ile geçilememiştir ama,tarih içerisinde birkaç kere kez,içerideki dalkavuk devlet adamları ile basiretsiz bazı padişahlar yüzünden geçilmiştir!
Buna dikkat etmek gerekir.Çanakkaleyi anlamak ve anmak,kahramanlık edebiyatı yapmak değildir.Bugün göreceksiniz devletin zirvesi;o Türk ün türbesinde bugün neler zırvalıyacaklar,ne şiirler okuyacaklar.
Çanakkaleyi anlamak,o zor günleri yaşamak demektir.Devletin kutsalılığını kabul etmek demektir.Devleti yüceltmek,onunu malına tenezzül etmemek demektir.Kendi çıkarınla devletin çıkarı çakıştığında;devleti üstün tutmak demektir.Çanakkale;kan,gözyaşı,vatan sevdası demektir.Çanakkale hasret demektir,ayrılık demektir!
Çanakkale çok şey demektir!TÜRK OLMAYI BİLMEK,BUNUNLA ÖĞÜNMEK,BİR TÜRK GİBİ DAVRANMAK DEMEKTİR!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Altaylardan-T
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 04, 2006
İletiler: 103
Şehir: Almanya

İletiTarih: Sal Mar 18, 2008 2:22 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Kadir Reis
Alıntı:
Türk milleti ,şartlar gerektirdiğinde yeni destanlar yazmaya,emaneti korumaya ve ecdada layık olmaya hazırdır.


Son nefer, son nefes kalincaya kadar Türk mileti'nin hürriyet ve istiklali garanti altindair. Cünkü bu millet tarihte esir yasamadi, gelecekte de yasamayacaktir.
Canakkale, destanlarin yazildigi, kutlu savaslarin yapildigi ve Türk'ün hürriyet mücadelesi azminin bütün dünyaya ispatladigi yer.
Bütün sehit ve gazilerimizi, rahmetle ve minnetle aniyorum.
Ne mutlu bize ki böyle ecdatin torunlariyiz.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
-ULKUCU-GARDAS-
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 10, 2004
İletiler: 395
Şehir: İSTANBUL

İletiTarih: Per Mar 20, 2008 12:10 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ALINTI : Egitimci-Yazar Selahattin Tekizoglu

İnsan Vatanı İçin Ölmeli (mi?)

Çanakkale Şehitlerinin Aziz Hatırasına…



Zafer Karatay akamızın yönettiği, “Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız Arasında” dizinin bitiminde, Sayın Özgür Karahan kardeşim bir yazısında: “İnsan vatanı için ölmeli mi? “ diye soruyor.

Bana göre bu cümlede “mi” eki ve “?” işareti fazla. Bu yüzden yazımın başlığından da anlayacağınız gibi “İNSAN VATANI İÇİN ÖLMELİ” dedim, “Mİ” ekini ve “?” işaretini parantez içinde yazdım.

İnsan vatanı için ölenleri görmek isterse acaba nereye gitmeli? Bana göre gidilecek iki vatan toprağı var; bu vatan toprağının biri Anavatan da ve bağrında iki yüz elli bin şehidi saklayan Çanakkale;ikinci ise binlerce Kırım Tatar Türk’ünün şehid olduğu Cennet Vatan Kırım. Çok şükür iki sene önce Cennet Vatan Kırım’a gitmek nasip oldu. Gerek Han Saray’ında yatan Giray Hanların mezarlarını, gerek Taraktaş’da ki şehidlerin mezarlarını gözlerimden yaşlar akarak hüzünle fatihalarla yadettim. Ama Anavatanımın bir parçası ve Yusuf Kartbabayımın düşmanla gögüs gögüse çarpıştığı Çanakkale’ ye gidememiştim. Yıllardan beri içimde bir uhde kalmıştı:Çanakkale’ye gitmek ve destan yazan şehidlerimizin mezarlarını ziyaret etmek ve onların aziz ruhlarına bir fatiha okumak.

Çok şükür bu dileğimi 18 Mart 2006 cumartesi günü gerçekleştirebildim.

18 Mart 2006 Cumartesi sabahı çocukluk arkadaşım Fikri beni terminalden aldı. Çanakkale’nin merkezine doğru ilerlemeye başladık. Evine gidiyorduk. Hafif hafif bir yağmur yağmaya başlamıştı. Sahile yakın geniş bir meydanda tören yapılıyordu. İstiklal Marşı okunuyordu. Önümüzde giden arabalar durdu, bizde durduk. Arkada oturan arkadaşımın kızı küçük Ece:

“Baba İstiklal Marşı okunuyor. İstiklal Marşı ayakta dinlenir. Ayağa kalkalım “ dedi ve o küçük boyu ile arka koltukta oturan bücür arabanın içinde ayağa kalktı ve İstiklal Marşını sesli olarak okudu. Marş bitince arabamıza yol verdiler. Arkadaşım bana dönerek: “Görüyor musun kızımı amcası? İstiklal Marşını hem okudu hem de ayakta durdu. Benim kızım marşımızın tamamını ezbere biliyor. İstersen okusun mu?” dedi. Küçük Ece’nin “İstiklal Marşı ayakta dinlenir babacığım” sözlerini duyduğumda çok sevinmiştim, bir de marşın tamamını ezbere okuduğunda “Yavrum seni teprik ederim. Aferim sana . Bayrağımıza, vatanımıza ve milli marşımıza sahip çıkın. Gel seni bir gözlerinden öpeyim “dedim ve Küçük Ece’nin o pırıl pırıl parlayan gözlerinden öptüm. İstiklal Marşımızın tamamını ezberleyen Ece kızımız ilkokul üçüncü sınıfa gidiyordu.

Arkadaşımın evi Çanakkale Boğazı’na bakıyordu. Boğazın tam ortasında üç tane savaş gemisi duruyordu. Her 18 Mart’ta bu savaş gemileri buraya çekiliyormuş. Balkona çıkıp, sağ tarafa baktığımda , bir kaç metre ileride tel örgülerle çevrilmiş ve askeri alan yazılı yerde büyük bir al bayrağımızın nazlı nazlı korkusuzca özgürce dalgalandığını gördüm. Bayrağımızın hemen altında da boğazdan geçen gemilerin okuyabileceği büyüklükteki beyaz renkli “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” yazısı dikkatimi çekti.

Savaş gemilerine ve karşımda dalgalanan bayrağımıza bakarak güzel bir sabah kahvaltısı yapıyordum. Kahvaltıda yok yoktu. Sofrada her şey vardı. Lokmalar bir ara boğazımda düğümlendi; yutamadım. “Doksan bir yıl önce siperlerde düşmanı beklerken Mehmetçiğin sabah kahvaltısında ne vardı? Onlar da zeytin, peynir, tereyağ, bal, börek, sucuklu yumurta, peynir yiye bildiler mi? Ne gezer!... Karınlarını doyuracak bir kuru ekmek buldularsa ne mutlu onlara. “Diye düşündüm. Şu yediğim nimetlerin sanırım hiç biri yoktu. Eğer “Çanakkale Yiğitleri” ölmese idiler, bugün Çanakkale Boğazı’nın kenarındaki bu evde, bu güzel kahvaltıyı yapamayacaktım, karşımda demir atmış Türk gemilerinin yerinde yabancı gemileri hüzünle seyredecektim, sağ yanımdaki tepede dalgalanan bayrağımın yerinde de İngiliz bayrağını görecektim. “Ruhları şad olsun şehitlerimizin. Allah onlardan razı olsun.” Dedim, bizlere bu nimetleri yememize vesile olan aziz şehitlerimize içimden dualar okudum.

Bakın Milli Şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoy “Çanakkale Şehidleri” şiirinde “Vatanı için ölenlere” ne güzel seslenmiş:

..........

“Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor;

Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.



Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...

Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...



Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.”

.........

En son dizede de:



“Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.”



Evet son peygamberin ağuşunu açtığı şehidler diyarını bugün Allah nasip ederse gezecektik. Havada bir hüzün vardı. Gök sanki yarılmıştı, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Bulutlar bile şehidler için ağlıyordu;matem tutuyordu. Arkadaşım Fikri “ Şükrü şansın yokmuş, bugün hava çok yağmurlu. Seni istediğim şekilde gezdiremeyeceğime üzülüyorum. Ama yine de bu yağmura rağmen gidelim. Ne görebilirsek kar “ dedi ve yola çıktık.

Karşı yakaya arabaları taşıyan büyük roro gemisi ile çıktık. İnsanlar gökten yağan yağmura aldırmıyorlardı; şehidler diyarına akın akın koşuyorlardı. Tam indiğimiz sahilin karşısında bir elinde mavzeri tutan, diğer eliyle yanındaki yazıyı gelenlere okumaları için gösteren Mehmetçiğin heybetli bir resmi dim dik duruyordu. Mehmetçiğin işaret ettiği yazıda şu dizeler yazılı idi:



“Dur yolcu bilmeden bastığın

bu toprak

Bir devrin battığı yerdir .”

Evet bu aziz topraklarda bir devir batmıştı. 18 Mart 1915 ‘ de dünyada eşi ve benzeri olmayan kanlı bir savaş başlatılmıştı sözde bugün kendilerini medeni toplum sayan medeniyetsizlerin dedeleri tarafından. Başlatanlar gemilerini ve iki yüz elli bin askerlerini Çanakkale Boğazı’na gömüp, arkalarına bakmadan, Anafartalar Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün dediği gibi “Geldikleri gibi geri gitmişlerdi.” Fakat, Merhum Mehmet Akif Ersoy’un :

“Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor;

Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!”

Dizelerinde belirttiği İki yüz elli bin Mehmetçiğin de kanına girmişlerdi ve bıyığı henüz terlememiş nice yiğitleri şehid etmişlerdi bu haksız savaşta; analar evlatsız, kadınlar dul, çocuklar yetim ve öksüz bırakmışlardı. İki yüz yıldan beri galip yüzü görmeyen Türk Askeri’nin “Çanakkale Geçilmez “ tokadı ile sarsılan düşman kuvvetleri, Türk’ün yok edilemeyeceğini bir kez daha anlamışlardı; Anafartalar’da, Conkbayır’ında, Kilitbayır’da, Kanlısırt’ta, Arıburnu’nda, Seddülbahir’de, Kocaçimen’de, Kabatepe’de, Alçıtepe’de, Tekkeburnu’nda, Kumkale’de, Aytepe’de, Ertuğrul Koyun’da....

Her tarafımı ıslatan yağmura rağmen bir bir gezdiğim şehitliklerde hissettiğim duyguyu, gururu, sevinci ve hüznü sizlere anlatamayacağım. Oradaki manevi havayı ifade etmede kelimeler kifayetsiz kalıyor.

Ama, Mehmet Niyazi Bey “Çanakkale Mahşer” kitabının giriş kısmında benim hislerime tercüman olmuş; Şehidlerimize şöyle seslenmiş:

“ Ve siz ey hayatlarının baharında şehâdet mertebesine erenler! .. Âlemlerin Rabbi sizler için “diridir” derken destanınızı fanilerin yazamayacağına da işaret ediyor. Biz yazamasak da kanlarınızla yoğurduğunuz tepelerde rüzgâr ebediyete kadar cenginizi terennüm edecek, mahzun vadilerde sütun sütun fatihalarla yükselen mezar taşlarınızı gökler selamlayacak!...”

“Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi” mısralarında övülen isimsiz Kahraman Mehmetçiklerin mışıl mışıl uyudukları topraklar üzerinde gezerken onları incitmemeye çalıştım; yere basarken ses çıkarmamaya özen gösterdim, adeta ayaklarım havada yürüyordu. Dudaklarımda fatilar dökülüyordu.

Büyük Haç işareti ile süslenmiş Anzakların, İngilizlerin mezarlıklarını görünce moralim bozuldu. Üzülmedim desem yalan olur. Her ne kadar Anafarta’lar Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz :

“....Uzak ülkelerden evlatlarını savaşa gönderen analar!

Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır.. Huzur içinde ve rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” Demişse de ben Gazimiz kadar alçak gönüllü olamadım; içimden kızdım Haç işaretli mezarların altında yatanlara; ”Bire gafiller ne işiniz vardı Türk’ün topraklarında. Binlerce Mehmetimin kanına niçin girdiniz? Hangi yüzle hâlâ bu topraklarda yatıyorsunuz” dedim kendi kendime....

Conkbayır’da, Anafartalar’da çarpışan 57. Alayımızın Şehitleri’nin defnedildiği Şehitliği gezerken bir mezar taşında:

“Doğum Yeri:KIRIM

Doğum Tarihi:1892

Hüseyin Oğlu Adem

23 Yaşında.”

Bilgilerini okuduğumda, dondum kaldım.

İşte bir KIRIM TATAR TÜRK’ü de Çanakkale Savaşı’nda canını vermiş, kanı ile Conkbayır sırtlarını sulamış..Adem Kartbabayımız gibi nice binlerce Kırım Tatar Türkü Çanakkale’de destan yazdı. Pütürgeli Bilal, Yozgatlı Kınalı Murat, Ezineli Yahya Çavuş, Konyalı Mıstık, Cide’li Mehmet Çavuş, Lapsekili Ali, Kilitbahirli Yüzbaşı Hasan, Libyalı Üsteğmen Mevsuf ; Kalecikkayalı Cemil ile koyun koyuna yatıyordu Kırımlı Kartbabayımız Hüseyin Oğlu Adem....

VATANI İÇİN ÖLEN BU KAHRAMANLARIN cengini Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüz ne güzel ifade etmiş:

“..Karşılıklı siperlerimiz arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulamamacasına tamamen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar gıptaya şayan bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur bile göstermiyor;sarsılmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, kelime-i şehadet getirerek yürüyorlar. Bu , Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak ve övünülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, ÇANAKKALE MUHABERESİNİ kazandıran bu yüksek ruhtur.”

Ruhları Şâd olsun.

Allah onlardan razı olsun.

Mekânları cennet olsun.

El Fatiha.........
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Mar 18, 2009 9:05 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder


Tarihimizin şanlı sayfalarından birisinin daha yıldönümünü kutluyoruz.
Çanakkale geçilemedi,geçilemez!ÇANAKKALE SAVAŞARAK GEÇİLEMEZ!
AMA ÇANAKKALE ;İŞBİRLİKÇİ YÖNETİCİLER,DİRAYETSİZ,BECERİKSİZ,KORKAK SÖZDE BAŞLAR İŞBAŞINDA OLDUĞU ZAMAN;HİÇBİR DİRENİŞ GÖRMEDEN HATTA YALVAR YAKAR DAVET ÜZERİNE GEÇİLEBİLİR VE GEÇİLMİŞTİR DE.TARİH BUNA MAALESEF TANIK OLMUŞTUR.
Tarihe malolmuş bu büyük zaferin yıldönümünde;başta bu savaşta kırılma noktasında çok önemli görevleri başarı ile yapmış bulunan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile;bu sevgili Vatan a can ve kan borcunu ödemiş şehit ve gazilerimizi;sevgi saygı ve minnetle selamlarım.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
funda3307
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jul 20, 2004
İletiler: 712
Şehir: türkiye

İletiTarih: Çar Mar 18, 2009 2:50 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

EN BÜYÜK GÜN 18 MART BENİM İÇİN....Çanakkale 18 Mart Üniversitesini sırf o yüzden yazmış olan biri olarak orada geçirdiğim 2 dolu yıl içerisinde hatırlayamadığım kadar çok gittiğim CONK BAYIRINA VAPURLA GEÇERKEN DAĞLARA KAZINMIŞ OLAN ''DUR YOLCU BİLMEDEN GELİP BASTIĞIN BU TOPRAK BİR DEVRİN BATTIĞI YERDİR''YAZISINA KİLİTBAHİR KALESİNE ŞANLI GELİBOLU'YA VE GURUR DUYDUĞUM VE HEP DUYACAĞIM ŞANLI ŞEREFLİ ŞEHİTLERİMİZE SELAM OLSUN....

ALLAH RAHMET EYLESİN SİZİN SAYENİZDE BU BAYRAK DALGALANIYOR VE SİZİN TORUNLARINIZ SAYESİNDE DE HEP DALGALANACAK BEN KENDİ ADIMA VE ÜLKÜDAŞLARIM ADINA YEMİN EDERİM...

RUHUNUZ ŞAD MEKANINIZ CENNET OLSUN.......AMİN
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Çar Mar 18, 2009 3:02 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Allah (c.c) tüm sehitlerimizden razi olsun, nur icinde yatsinlar.
Ruhlari sad mekanlari cennet olsun.

Ruhlarina el fatiha.

SEHITLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
IHTIYARKURT
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jan 12, 2006
İletiler: 109
Şehir: Alamanya

İletiTarih: Per Mar 19, 2009 12:21 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ey bu VATAN icin Canlarini veren ama düsmana gecit vermeyen

KAHRAMANLAR!!! kimisi var seni senede bir gün aniyor,kimisi var

adini anmiyor,kimisi var yazdigin Destana küfrediyor,kimileride varki

seni her gün Kalbinde yasatiyor,biz sizden raziyiz ALLAH(c.c) da sizden

razi Mekaniniz Cennet olsun.

NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Delikanli66
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2004
İletiler: 1042

İletiTarih: Cum Mar 20, 2009 6:34 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Delikanli66 demiş ki:
Canakkale gecilmez Ulkudaslarim bizler onlarin yolundan gitmek istiyorsak Vatana daha cok sahip cikmaliyiz.

SEHITLER OLMEZ,VATAN BOLUNMEZ!



Evet yine diyorum.Bizler onlarin yolundan gitmek istiyorsak Vatana daha cok sahip cikmaliyiz.

Ne mutlu Türk'üm diyene!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Cum Mar 20, 2009 12:54 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Evet Çanakkale GEÇİLMEZ (di) !!!

Taaki bankaların %51 i yabancılara geçene kadar....

Bankaların %51 i yabancıların eline geçince, Çanakkale de geçildi, Tekirdağ da geçildi, İstanbul da geçildi, Kars da geçildi, Hakkari de geçildi, şimdi diyeceksiniz ki nasıl oldu bu? Yabancı bankalar dünyanın kredisini verdiler Millete, daha sonra faiz yükünü bindirdiler, dükkanlarına, evlerine, arsalarına, tarlalarına ipotek koydurdular, peşinden basiretsizce yönetimden dolayı artan işsizlik, peşinden ekonomik kriz Milleti perişan etti, daha sonra hacizler başladı, şimdi Çanakkaleyi topla tüfekle geçemeyenler, her tarafta mal mülk sahibi oldular, sadece Çanakkaleyi geçmekle kalmadılar, Ülkemin her yanını geçtiler, elinde imkanı olan varsa araştırsın baksın, kaç tane arazide haciz var. Ve kimler haczetmiş?

Saygılarımla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 4. sayfa (Toplam 5 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1